Okyanusları koru

Breitling; yeni Superocean Heritage II Chronograph 44 Outerknown modeliyle, tüm gezegenin çevresel koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan, sürdürülebilir giysi şirketi Outerknown ile ortaklığını kutluyor.

Modelin kayışı Breitling için ilk olan bir özelliğe sahip, dünyanın dört bir yanında okyanuslardan elde edilen balıkçı ağları olan naylon atıklarından üretilen yenilikçi malzeme ECONYL® iplikten yapıldı. Outerknown’un kurucularından ve Breitling Sörfçüler Takımı’nın üyelerinden biri olan Kelly Slater da hayatını kirlenmiş okyanuslar ve sahillerle mücadeleye adamış biri. Deniz atıkları sorunu konusunda farkındalık yaratılması ve bireylerin okyanusların temizlenmesi konusunda önlem almaları için motive edilmesi amacıyla iki efsane Ocean Conservancy ile birlikte çalışıyor. Breitling’in Superocean Heritage II Chronograph 44 Outerknown modeli, siyah kasası, cesur mavi kadranı ve mavi ECONYL® iplikten NATO kayışıyla cesur bir duruşa sahip olan çarpıcı bir saat. Mavi renk aynı zamanda, sörf efsanesi Kelly Slater’ın desteklemeye çalıştığı okyanuslar ve mavi gezegenle güçlü, göze çarpan bir bağ sağlıyor.

Superocean Heritage II Chronograph 44 Outerknown, siyah DLC kaplı paslanmaz çelikten çarpıcı bir kasaya ve ayrıcalıklı Outerknown logosunun işlendiği bir kasa arka kapağına sahip. COSC sertifikalı kronometre, bir dalgıç saati için ideal bir özellik olarak üzerinde saat 12 konumunda ışıldayan merkezi bir noktanın yer aldığı, çizilme ve darbelere karşı dayanıklı, son derece sert, tek yöne dönen seramik bezeliyle öne çıkıyor. Nokta, saat ve dakika ibreleri üzerindeki Super-LumiNova® kaplama, standart yeşil yerine mavi bir ışık yayıyor ki bu da saatin tasarımını mükemmel bir şekilde tamamlıyor.

Superocean Heritage II Chronograph 44 Outerknown (PPR/Breitling)

Superocean Heritage II Chronograph 44 Outerknown’a mekanik kronograf mekanizması Breitling Caliber 13 güç veriyor. Sürdürülebilirlikle arasındaki güçlü bağlar ile tamamlanan bu dalgıç saati 20 bara kadar su geçirmezlik özelliğine sahip. Model ayrıca tamamıyla geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan kutuda sunuluyor.

Superocean Heritage II Chronograph Outerknown saat üretiminin en büyük miraslarının bir parçası olmakla birlikte, aynı zamanda bundan çok daha fazlası: anlamlı bir ortaklığın kutlaması ve inovatif ECONYL® iplikten kayışıyla da sürdürülebilirliğe gösterilen saygı niteliğinde.

TAG HEUER MONACO’NUN 50 YILINA BAKIŞ

1969’da Heuer, benzersiz tasarımı ve çığır açan teknolojisi ile ünlü, göz alıcı bir kronometre olan Monaco’yu piyasaya sürdü. Elli yıl sonra, Tag Heuer bu ikonik modelini dünyanın çeşitli yerlerindeki etkinlikler ve özel bir kitapla kutluyor… Yarım yüzyıl sonra; Avrupa, Amerika ve Asya’da gerçekleştireceği etkinliklerle hem efsanevi modeli kutlarken hem de sınırlı sayıda ürettiği Monaco modellerini görücüye çıkaracak. Bu etkinliklerin yanı sıra Paradoxical Superstar isimli yeni kitap ile Mayıs 2019’dan itibaren modelin tarihsel ve teknik özelliklerinin belgelerini meraklılarına sunacak.

Birçok ikonik tasarımın aksine, Heuer Monaco (TAG o zaman şirket adının bir parçası değildi) ayrı bir görüşe sahipti. 3 Mart 1969’da New York ve Cenevre’deki eşzamanlı basın konferanslarında tanıtıldığı zaman, çoğu insanın coşkulu bir tepkisi yoktu. Saatin tasarımının her yönü radikaldi: Metalik mavi kadran, kırmızı ve açık mavi ibreler, kare kasa ve tepenin sol tarafa yerleştirilmesi. TAG Heuer Onursal Başkanı Jack Heuer, “Olağanüstü ve yenilikçi bir ürün, avangart bir şey yaratmak istedik” dedi. “Kare kasayı gördüğümde, bunun özel bir şey olduğunu hemen anladım. O zamana kadar kare kasalar sadece elbise saatleri için kullanılıyordu çünkü suya dayanıklı hale getirmek mümkün değildi. Bu alışılmadık tasarımla devam ettik bu devrimci kasayı Monaco bilek kronografına nasıl uyarlayacağımız üzerine çalışmalar yaptık.” Monaco’nun cesur tasarımı anında tanınabilir hale geldi ve aynı zamanda İsviçre saatçisinin sunduğu ileri iki teknolojiye mükemmel bir uyum sağladı: Suya dayanıklı ilk kare kasa ve ilk otomatik kronograf mekanizma olan Calibre 11. Kalibre; Heuer, Breitling ve Hamilton arasındaki üç yıllık yakın iş birliğinin sonucuydu. Markanın o zamanlardaki CEO’su Jack Heuer Monaco’nun tasarımının çok da hayranı değildi, ancak çığır açan yeniliklerin çarpıcı bir tasarıma ihtiyacı olduğuna inanıyordu. Monaco tam olarak bunu yaptı. Yıkıcı tasarımının üretilmesi zordu ve koleksiyonerler arasında da popüler değildi. Buna rağmen model koleksiyonda kalmaya devam etti.

Motor sporları dünyasına güçlü bağlantılar

Jack Heuer, motor yarışlarının Monaco da dahil olmak üzere saatleri tanıtmanın doğru yolu olduğuna ikna oldu. Şirketinin ürettiği saatlerin (ve gösterge panosu zamanlayıcılarının) büyük yarışlarla, bağlantılı isimlerle ve yerlerle ilişkilendirilmesini istedi. Monaco, ismini göz alıcı ve tanınmış Monaco Formula 1 Grand Prix’den aldı. TAG Heuer, Monaco Top Cars Collection müzesinin resmi saatidir ve Monaco Otomobil Kulübü ile yakın bağları vardır.

Le Mans’tan Karanlık Lord’a

1971’de Monaco, sahne ışığını Le Mans filminde Steve McQueen’le paylaştı. 70’lerin ortasında Monaco makyajlandığı sırada siyah renk modaydı, Monaco’nun kasa rengi de bu modaya uydu. ‘Karanlık Lord’ olarak bilinen bu kırılgan ve nadir model baştan çıkarıcıydı ve bugün bile koleksiyoncuların imrendiği parçalar arasında bulunuyor. Efsanevi modelin hikayesinin ilk kısmı 70’lerin sonunda bitti.

Calibre’nin evrimi 11

Heuer 1985’te Tag Heuer olduktan sonra, 1998’de Monaco’nun hikayesi, orijinalinden esinlenerek yeniden tasarlanan bir modelle devam etti. Bu sefer model, çok daha fazla beğeni topladı. Son yirmi yılda Monaco; yeni komplikasyonlar, tasarımlar ve materyaller içeren diğer varyasyonlarıyla haute-horlogerie ile yakından bağlantılı hale geldi. Geçirdiği evrimler sayesinde Monaco, hem kötü şöhretini hem de popülerliğini ona sağlayan devrimci ruhu korudu.