ÇELİK VE SAAT ENDÜSTRİSİ… SON DERECE DAYANIKLI OLAN BU ALAŞIMIN YÜKSEK SAATÇİLİKLE BİRLEŞİMİ. VE SONUÇ, MADDENİN EN ZARİF KULLANIMI…
Ondokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren modern dünya inşasında yapıtaşı olan çeliğin insanlık için çok önemli olduğu tartışılmaz. Mekanizmayı çevreleyen saat kasaları için 1930 yılına kadar altın ve gümüşü tercih eden saat endüstrisi, yaşanan büyük ekonomik buhran sonrası düşen saat talebini canlandırmak için malzeme olarak paslanmaz çeliği yoğun olarak kullanmaya başladı. Son derece dayanıklı bu alaşımın, zamanı kusursuz biçimde ölçen yüksek saatçilikle birleşimi; şüphesiz çeliğin aynı zamanda en zarif kullanımlarımdan bir tanesi haline geldi. Gentleman olarak yüksek saatçiliğin vazgeçilmez paslanmaz çelik saatlerini mercek altına alıyoruz.
Dönüm noktası – Audemars Piguet Royal Oak
1875 yılında Louis Audemars ve Edward Piguet tarafından kurulan Audemars Piguet’yi diğer saat markalarından ayıran belki de en önemli özellik markayı halen daha kurucu ailenin mevcut jenerasyonunun yönetiyor olması. 140 yıldan fazla bir süredir yüksek saatçiliğin zirvesini temsil eden Audemars Piguet’nin tarihindeki en önemli model ise Royal Oak. Sadece Audemars Piguet için değil piyasaya sürüldüğü dönemin koşulları itibariyle de İsviçre saat endüstrisi için bir kahraman.
1970 lere gelindiğinde Japonların ‘quartz’ saatleri karşında çıkmaza giren İsviçre saat endüstrisinde panik hakimdi. Düşen talebin sonucu olarak birçok marka finansal krizin eşiğindeydi. 1971 yılına gelindiğinde Basel fuarı sırasında Audemars Piguet yeni bir saat tasarlaması için dönemin en önemli tasarımcılarından olan Gerald Genta’yı görevlendirdi ve ona ertesi güne kadar süre verdi. Sabah olduğunda Genta yüksek saatçiliğin gelmiş geçmiş en başarılı modellerinden birini tasarlamıştı bile. Dönemin dalgıç başlıklarından ilham alınarak tasarlanan sekizgen kasa 1972 yılında tarihteki ilk masif paslanmaz çelik kasaya ve bileziğe sahip saat olarak piyasaya sürüldü. Kalibre 2121 mekanizması, kusursuz işçiliği ve zamansız tasarımıyla yola çıkan Audemars Piguet Royal Oak dönem dönem minimal değişikliklere uğramış olsa da 40 yıldır saat tutkunları için vazgeçilmez bir ikon haline geldi.
Referans 15202ST.OO.1240ST.01
Kendinden kurmalı kalibre 2121 mekanizma
Tarih göstergesi
Mavi kadran
Paslanmaz çelik bilezik
50 metreye kadar su geçirmezlik
39 mm çapında paslanmaz çelik kasa
Safir-kristal kasa arkası
Toplam 247 parça
Yüksek saatçiliğin zirvesi Patek Philippe ve Nautilus ref. 5711
Yüksek saatçiliği oluşturan temel değerleri uzunca sayabiliriz; kusursuz işçilik, inovasyon, zarafet, mükemmeliyetçilik, prestij gibi… Ancak bütün bu değerleri iki kelime de özetlemek gerekli olsaydı bu kelimeler kesinlikle Patek Philippe olurdu. Geçtiğimiz yıllarda 175. yılını kutlayan bu görkemli marka tarihi boyunca her zaman yüksek saatçilik meşalesini en önde taşıdı. Orijininde yola cep saatleri yaparak yola çıkan marka, 1839 da Antonio Patek tarafından kuruldu. Bay Patek’in 1844 yılında Adrien Philippe ile yollarının kesişmesiyle beraber bu dahi ikili saat dünyasının en cesur yeniliklerine imza attilar. İlk kol saatini üreten marka olmanın yanı sıra bugün saat dünyasının olmazsa olmazları olan kronograf, sürekli takvim, bölünmüş saniye ölçer gibi komplikasyonların mucidi yine Patek Philippe oldu.
Yirminci yüzyılın en önemli yeniliklerine imza atan marka, 1976 senesine gelindiğinde koleksiyonu içersinde spor bir saate ihtiyacı olduğunu düşündü ve Gerald Genta’nın kapısını çaldı. Ortaya çıkan eser 3700 referans numaralı Nautilus oldu. Adını Jules Verne’nin ‘Denizler Altında Yirmibin Fersah’ adlı eserinin kahramanı Kaptan Nemo’nun gemisinden alıyor. Son derece maskülen bir zemine oturan zarif oval bezeli, yatay çizgilerle kuvvetli bir karaktere sahip kadranı ve bileği saran formuyla tamamen paslanmaz çelik bileziğiyle beraber Nautilus, yüksek saatçilik dünyasının en kimlikli modellerinden biri olarak karşımıza çıktı. Kısa sürede bir ikon haline gelen model Gerald Genta’nın tasarımından 30 yıl sonra modernize edilerek karşımıza çıktı ve tıpkı kendisinden önceki referans 3711 gibi saat kolektörlerinin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Tabiki Patek Philippe 5711 sahibi olabilmenin bir bedeli var ve bu yanlızca fiyatı değil. Patek Philippe’in her sene son derece sınırlı adette ürettiği bu modele sahip olabilmek için belkide 2 seneden fazla bir süre beklemeniz gerekiyor. Ancak bu beklemenin sonunda sahip olduğunuz saat, yüksek saatçilikte ve çelik saatler arasında son kırk yıldır zirveyi temsil ediyor.
Mekanik kendinden kurmalı 324 S C kalibre
Tarih göstergesi
Siyah-mavi kadran
Safir-kristal kasa arkası
120 metreye kadar su geçirmezlik
Paslanmaz çelik
40mm çaplı kasa
İlklerin markası Rolex Daytona
Daha sonradan Rolex ismini alacak olan şirketini kurduğunda, Hans Wilsdorf sadece 24 yaşındaydı. Ancak işine tutkuyla bağlı vizyoner bu genç adamın saatlerinde kullandığı mekanizmaların üzerindeki çalışmaları kısa sürede meyvelerini verdi ve 1910 yılında Bienne’deki Resmi Saat Değerlendirme Merkezi’nden Kronometrik hassasiyet belgesini alan ilk kol saati Rolex oldu. 1926 Yılına gelindiğinde ‘oyster’ kasasıyla ilk su geçirmez kol saati ortaya çıktı. Kuruluşundan bu yana geçen 111 yılda, Rolex saat dünyasını domine etmekle beraber bunu İsviçrelilere has gizlilikle yaptı. Rolex 1930lu yıllardan itibaren saat endüstrisiyle paralel gelişim gösteren otomobil yarışları ve onun en önemli isimlerinden Sir Malcolm Campell ile iş birliğine gitti. Bay Malcom saatte 485 kilometre ile dünya kara hız rekorunu kırdığında kolundaki saat bir Rolex’ti. Bu rekoru tam 9 kere kıran Sir Malcolm daha sonra Rolex’e yazdığı mektupta ‘oyster’ saatinin en zor şartlarda bile hassasiyetini koruduğundan bahsedecekti.
Saat dünyasına 1963 yılında doğan Rolex Daytona modeli ise o zaman için 58 yıllık tarihi olan markanın bütün bilgi birikimini aktardığı saat olarak ortaya çıktı. Su geçirmez aerodinamik kasası, hassas kronometresi ve hız ölçer bezeliyle dönemin otomobil pilotları için tasarlanan Cosmograph Daytona, Jackie Stewart gibi Formula 1 pilotları kadar Paul Newman gibi Hollywood yıldızlarınında vazgeçilmez saati oldu. 50 seneden fazla zaman içerisinde zaman zaman yenilensede ruhundan ve kalitesinden hiçbir şey kaybetmedi. İlk olarak Mart 2016’da Basel’de tanıtılan en son nesil Daytona bütün saat dünyasında senenin en çok konuşulan ve arzu edilen parçası haline geldi. Metal’den seramiğe dönen bezel en göze çarpan değişiklik olurken ilerleyen teknoloji ile beraber işçilik bugüne kadar gelinen en üst seviyede. Ancak esas değişiklik kasanın içindeki mekanizmada saklı. Kendinden kurmalı mekanik kalibre 4130 kronograf mekanizma tamamen Rolex tarafından geliştirilip üretildi. Daha az parçayla üretilen kronograf aynı zamanda daha verimli demek. 111 yıllık Rolex değerleri ve 50 yıllık Daytona dinamizmi daha güzel bir şekilde yorumlamak çok zor. Benim gibi düşünenlerin çokça olduğunu düşünürsek önümüzdeki 365 gün boyunca yeni bir Rolex Daytona elde edebilirseniz oldukça şanslısınız demektir.
Kendinden kurmalı kalibre 4130
Kronograf
904L Paslanmaz çelik kasa ve bilezik
100 metreye kadar su geçirmezlik
40 mm çaplı kasa
Seramik hız ölçer fonksiyonlu bezel
Safir-kristal cam
Yeni Çağ’dan Yakın Çağ’a : VACHERON CONSTANTIN ve
Overseas Kronograf
İsviçre yüksek saatçiliğinin en kıdemli ve görkemli isimlerinden biri olan Vacheron Constantin tam olarak 261 yaşında. Cenevre’nin merkezinde 1755 yılında kurulan marka, kesintisiz saat üreten en eski ve köklü markalarından bir tanesi. Tarih boyunca markayı tercih etmiş tarihi figürler arasında Napolyon, Harry Truman ve Windsor Dükü sayılabilir. Vacheron Constantin tarafından icat edilen komplikasyonlar, ve bu komplikasyonları ince kalibrelere sığdırma başarısı markanın bugünlere gelmesinde büyük pay sahibi.
19. yüzyılın sonlarında, anti-manyetik ve su geçirmezlik özellikleri olan saatlerdeki gelişmeler, Vacheron Constantin’in ilk sportif modellerinin sinyallerini veriyordu. Bu doğrultuda, 1885 yılında paladyum, altın ve bronz bileşenlerin entegrasyonu sayesinde, olası manyetik etkileşimlere direnebilen bir model yaratıldı. 1898’de Vacheron Constantin zorlu koşullara dayanabilen bir cep saati tasarladı. Sarsılmaz kasasının kimlik kodları çağdaş spor saatlerin çizgisini belirleyecekti… Klasik ve geleneksel metodları mükemmelleştirmenin yanısıra yenilikleri de takip eden Vacheron Constantin, 1930larda saat kasasına uygun paslanmaz çelik üretmeye başlayan Taubert firmasının da en eski iki müşterisinden bir tanesi. Ve o yıllarda kırılmaz safir camlı ve vidalı çelik modellerin gelişimi gözlendi. Teknik özellikler ve sportif tavır yuvarlak bir zemin üzerinde kendini göstermeye başlamıştı. 70’li yıllarda ikon haline gelecek bir kaç model ile tekrarlanan bu akım içerisinde, Vacheron Constantin’in 222. kuruluş yıldönümü sebebiyle 1977 yılında tanıtılan “222” en prestijlisi oldu. Çerçevesi ve fonu vidalı olan bu spor model 120 metreye kadar su geçirmezlik özelliğine sahipti.
Seyahat tutkusu ve dünyaya açılım felsefesiyle, Overseas’in ilk modelleri 1996 yılında aktif yaşayan, seyahat tutkunu ve dünyaya açılma arzusunda olan kişiler için tasarlandı. Dinamik çizgileri, kimlik şifresi haline gelen çerçevesi, derin mavi renkteki “Amerigo Vespucci” motifli kadran fonuyla adeta seyahate davet ediyordu. Seyahat tutkusuna ithaf edilmiş Overseas koleksiyonu Cenevre Mührü’ne sahip; bu benzersiz kalite belgesi 2011 yılında köklü bir değişim süreci geçirdi: artık, sertifika için değerlendirme sadece kalibre üzerinden değil, saatin bütünün üzerinden yapılıyor. Vacheron Constantin tarafından uzun yıllardır desteklenen bu belge sayesinde müşterilerin gerçek beklentileri bütünüyle karşılanmış oluyor.
Overseas Chronograph’ın kadranının mavi tonu göz kamaştırıyor.
Teknik Bilgiler
Otomatik Kalibre 5200
Güç rezervi
Kronograf
Paslanmaz çelik kasa ve bilezik, kauçuk ve deri kayış
150 metreye kadar su geçirmezlik
42.5 mm çaplı kasa
Safir-kristal cam