Tarz, zarafet, dakiklik, teknoloji ve tasarım, otomobiller ve saatlerin ortak yönleri. Bu yakınlık klasik otomobil yarışlarında maksimum seviyeye ulaşıyor
Tüm dünyada her şeyin, özellikle mekanik alanda, “daha iyi ve daha sakin” bir şekilde yapıldığı geçmişe karşı büyük bir özlem var. Bir otomobilin kaputu açılır açılmaz duyulan o mutluluk verici homurtu ya da yuvarlak veya köşeli kasaların gizlediği tiktaklar. Her şekilde saatler ve motorlar birçok ortak yöne sahip, üstelik birbirlerini de çok zaman etkilemişlerdir. Özellikle de klasik otomobil yarışları tutkunları ya da sürücüleri büyük ihtimalle bileklerinde yine tutkun oldukları bir saat taşırlar. Bu, çağdaş bir saat olsa da mutlaka vintage motifler barındırır. Dört teker üzerinde hız ve güç, kadranda ise doğruluk ve dakiklik: bu iki dünyayı birleştiren özellikler. Otomobil gövdesinin kıvrımında ve saatin çok daha küçük parçalarında kendini gösteren tasarım da vazgeçilmezlerden elbette. Özellikle gerçek bir saat tutkunu hepsi birbirinin aynı gibi görünen o minicik parçaların ayrımını rahatlıkla yapabilir.

Bu durumda otomobillerin ve saatlerin klasik otomobil yarışlarına sponsor olma, rallide zaman tutuculuk yapma gibi etkinliklerle ya da yalnızca klas bir otomobil için üretilen saat ile sürekli buluşmalarına tesadüf diyemeyiz. Bu anlamda iki dünyanın tutkunları tarafından da en iyi bilinen etkinlik Brescia’dan başlayıp, tüm orta İtalya’yı ve Roma’yı geçerek aynı yere dönülen Mille Miglia yarışı. Müdavimlerinden biri ise saatçilik dünyasının en önemli isimlerinden Karl-Friedrich Scheufele. Kendisi hem Chopard’ın başkan yardımcısı, hem de savaş sonrası spor otomobiller koleksiyoncusu. Diğer yarış tutkunları ile yaptığı sohbetlerde hatırlatmayı en çok sevdiği şey 1988 yılında yarışa ilk kez katılırken yaptığı iki sürpriz: biri 1955 model bir Ferrari Monza 750 ile görünmek, diğeri de eski Formula 1 pilotu, dostu Jacky Ickx ile direksiyona geçmek. Chopard o günden sonra, Enzo Ferrari’nin “dünyanın en güzel yarışı” olarak tanımladığı Mille Miglia için her yıl yeni bir kronograf çıkardı.
Otomobil dünyasının efsanelerinden söz ederken, 1920-50 arasında birçok efsaneye imza atmış, Uçan Mantovalı lakaplı Tazio Nuvolari’yi anmadan geçmek olmaz. Doğduğu bölgenin başkenti olan Mantova’da onun adına her eylül ayında Gran Premio Tazio Nuvolari yarışları düzenlenir. Yarışın resmi ortağı Eberhard & Co.’nun ünlü pilota adanmış, çeşitli kronograf modelleri bulunuyor. Saatlerin kadranında, hızlı pilot Nuvolari’nin ilginç bir şekilde kendisine uğur olarak seçtiği kaplumbağa kabuğu figürü bulunuyor. Figürün içinde ise adının baş harfleri yazıyor. Hız yarışları ve ruhsatta yazan on yıllarca yaşa bakılmaksızın, belli bir hızın tutturulmaya çalışıldığı “regularity” rallilerinden başka bir de Elegans Yarışları bulunuyor. Bu, aslında teknik özelliklerin ikinci plana düştüğü, araçların muhteşem sergi alanlarına park ederek yarıştıkları bir etkinlik. Bu yarışların en ünlülerinden biri de İtalya’da mayıs ayında, eşsiz Como Gölü kıyısındaki Villa d’Este’de gerçekleştirileni. Etkinliğin sponsoru ise, saat endüstrisinin en şatafatlı markalarından, Alman A. Lange & Söhne. Marka, yarışın kazananına her yıl dünya saatlerini gösteren, modifiye bir Lange 1 Time Zone armağan ediyor. Bu yıl 25.nci doğum gününü kutlayan modelin üzerinde yazılı bulunan ve 24 saatlik dilimlere karşılık gelen isimlere Como da eklendi.

Otomobil dünyasında zarafetin simgesi olan bu etkinliklerden bir diğeri, Chantilly Arts & Elegance ise, Kuzey Fransa’daki bir şatonun parkı ile ahırları arasında gerçekleştiriliyor. Yüksek teknolojili saatler üreten ve aynı zamanda otomobil tutkunu olan Richard Mille de haziran aylarında düzenlenen bu organizasyonun altı yıldır sponsorluğunu üstleniyor. Elit kesim, zarafet, jet-set ve rüya otomobiller arasında akrep ve yelkovan da en şık halleriyle yer alıyorlar.