İstanbul’un en yeni çağdaş sanat galerisi Galeri Bosfor

Bosfor, İstanbul’un en yeni çağdaş sanat galerisi… Karaköy’de içinde 5 sanat galerisinin olduğu bir binanın en üst katında yer konumlanan galeriyi, kurucusu Gökşen Buğra’dan dinledik.

Gökşen Buğra tarafından 2022 yılında kurulan “Bosfor” son dönemin dikkat çeken galerilerinden biri. Buğra ise yaklaşık yirmi yıldır kültür sanat alanının farklı dallarında tecrübe sahibi bir isim. Aslen edebiyat mezunu. Uzun süre editörlük, yazarlık ve küratörlük deneyimleri de olmuş. Çeşitli kültür sanat projelerinin yöneticiliğini üstlendikten sonra ise sanat galerilerinde direktör olarak görev almış. Şimdi ise kendi açtığı galerisi ile sanatseverlerin karşısında… 

G: Bu ay Galeri Bosfor ile çok güzel ve özel bir işe imza attınız. Bize Bosfor’u biraz anlatır mısınız?

G.B: Bosfor, İstanbul’un en yeni çağdaş sanat galerisi. Karaköy’de içinde 5 sanat galerisinin olduğu harika bir binanın en üst katında yer alıyor. Şehrin çok dinamik, hareket halinde bir bölgesinde olması ziyaretçilerin kolay erişebilmesi açısından çok önemliydi. Galeri, adını İstanbul boğazından alıyor. 

G: Bizi nasıl bir konsept bekliyor?

G.B: Bosfor’la, özgün, dinamik bir sergi programı izleyeceğiz; yayınlar yapacağız ve İstanbul’un sanat ortamında izleyicinin kendini iyi hissedeceği, yabancılaşmayacağı bir espas sunacağız. Mesafeli ve soğuk bir galeri değil bilgiye kolay erişilen, her zaman iyi sergiler izlenen, yakın bir galeri konseptimiz var.

G: Bosfor’un kurucusu olarak, nelerden ilham aldınız? Kuruluş hikayesi nasıl başladı? 5. Sergilenecek eserler ve sanatçılardan da bize bahseder misiniz?

G.B: Bir galericinin bütün hayatı, galerisidir. Bu hayatı zenginleştiren her şeyden ilham alıyorum. Ciddi bir göz disiplini kurmak ve çevredeki yersiz etkilerden arınmak zorundayım ki özgün olanı ayırt edebileyim… En başta beraber çalıştığım, sergilediğim sanatçılardan, onların üretim süreçlerinden ve eserlerinden etkileniyorum.  Bosfor’da uzun yıllardır birlikte çalıştığım sanatçıları temsil ediyorum: Burcu Erden, Ahmet Çerkez, Olgu Ülkenciler, Erman Özbaşaran, Ilgın Seymen ve Mithat Şen. Yeni çalışmaya başladığım sanatçılardan biri Yasha Butler. Temsiliyet dışında da çalışmayı planladığım sanatçılar var; çok sayıda nitelikli sanatçıya yer veren karma sergileri her zaman önemsiyorum. 

G: Yeni projeler de gelecek mi?

G.B: Öncelikli planımız, yeni sezonu iyi sergilerle karşılamak. Hem karma sergiler hem de kişisel sergilerin olacağı bir sergi programımız var. Bunun yanı sıra işbirlikleri yapmaya hazırlandığımız markalar ve kurumlar var; yalnızca kendi dairesinde dönen bir yapı değil çevresine açılan, bilgi ve tecrübe alışverişi yapacağımız bir anlayışla ilerliyoruz. 

G: 2021’i sanat sektörü nasıl noktaladı, 2022’den neler bekliyorsunuz?

G.B: Pandemi, insanlara evde daha fazla vakit geçirme olanağı verdi ve evin önemini fark ettirdi. Bu doğrultuda pek çok kişi evde sanatın insan ruhuna nasıl iyi geldiği, ne kadar zenginleştirici bir etkisinin olduğunu keşfetti. Yeni koleksiyonlar oluşmaya başladı, ilgi ve merak arttı. Bütün bunların 2021 yılında sanat sektörüne olumlu katkıları oldu. Ama diğer yandan ekonomik kriz hem lokal olarak hem de global olarak herkesi olduğu gibi sanatçıyı da zor durumda bıraktı; yaşama ve üretme maliyetleri müthiş katlandı. Dünyanın yoğun ve sık değişen gündeminde sanatın ihmal edilmemesi, sanatçıların üretimini sürdürmesi, kesintiye uğramaması için işimize gayretle sarılıyoruz.

G: Gökşen Buğra boş zamanlarında neler yapar? Hayatınızda en çok nelerden ilham alırsınız?

G.B: Herhalde boş bir zaman bulacak olursam, olabilirsem doğaya yakın olmayı tercih ediyorum. Sürekli yapma halinde olduğum için doğada durmak, doğaya bakmak, benim için en ideal dinlenme eylemi. En büyük ilhamı, heyecanı okuyarak alıyorum. Edebiyat ve müzik, benim için öncelikli sığınma alanı. Tasarım objelere, antikaya, modaya da merakım var. 

G: Son olarak genç sanatçılara bir tavsiye ile bitirelim röportajımızı… 

G.B: Genç sanatçılara işin en başından arşivlerini tutmalarını, ürettiklerini ciddiye almalarını tavsiye ederim. Her malzeme seçimi, her form, bir karardır; bu kararı neden verdiklerinin bilincinde olmaları ve soru sormayı, kendi işlerini sorgulamayı bırakmasınlar. Mesele süratle işlerini göstermek, sergiler yapmak değil nitelikli iş üretmek ve eleştiri alabilmektir. Nitelikli iş, eninde sonunda kendine uygun yeri bulur.