Lüks bir otomobil hayal edin, hem şarj edilebilir hem de benzinli bir hibrit olsun…Arzu ettiğinizde konforlu bir bir makam aracına dönüşsün, gerektiğinde ise 4X4 özelliğiyle araziye uyum sağlasın. Aynı zamanda sportif ve de çevreci olsun! İşte DS 7 Crossback E-Tense 4×4, tüm bunları vadeden bir SUV…
Başar Babataş – Fotoğraf: Coşkun Çeler
Hibrit ve elektrikli otomobiller artık iyiden iyiye yaşamımızın bir parçası haline geldi… Pek çoğumuz büyük motorlu konvansiyonel yakıtlı araçların yerine artık elektrikli ya da hibrit modelleri tercih etmeye çalışabiliyoruz. “Acaba yolda şarjım biterse” endişesi yaşayanlarımız da mutlaka vard. Bu nedenle onların tercihi ise genellikle hibrit modellerden yana oluyor. Lüks sınıfın yeni nesil temsilcilerinden DS Automobiles’in şarj edilebilir hibrit modeli DS 7 Crossback E-Tense 4X4 de hem konforu, hem sportifliği hem de ‘şıklığı’ bir arada arayanlar için iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Biz de bu ay DS 7 Crossback E-Tense 4X4 ile İstanbul yollarına çıktık ve yazın son demlerinde keyifli bir deneyime imza attık…
Premium Fransız markanın amiral gemisi DS Crossback E-Tense 4×4’ün, kilometre başına 34 gram CO2 emisyon değerine ve yeni WLTP sertifikasyon döngüsüne göre 100 km’de 1,5 litre benzin tüketimine sahip olduğunu belirterek başlayalım. Araç, sıfır emisyon modunda yaklaşık 55 kilometre tamamen elektrikli sürüş menzili sundu bize. Bu, elektrik destekli 300 HP gücünde ve dört tekerlekten çekişli premium bir SUV için takdir edersiniz ki oldukça iddialı bir değer. DS Automobiles tarafından sunulan şarj edilebilir hibrit sistem tamamen yeni bir teknolojinin önünü açıyor. Bir adet turbo beslemeli benzinli ve iki adet elektrik motorundan oluşan üç motorlu sistem toplamda 300 BG güç üretirken, DS 7 Crossback E-Tense 4×4 bünyesinde barındırmış olduğu üstün teknolojiyle pazarda referans noktası oluşturuyor.
Araç 300 BG güç, dört tekerlekten çekiş sistemi, 58 km tamamen elektrikli sürüş menzili, 34 gr/km CO2 emisyon değeri ve yeni WLTP sertifikasyon döngüsünde karma koşullara göre 100 km’de 1,5 litre benzin tüketimi gibi özellikleri bir arada sunan ilk SUV olma özelliğini taşıyor. Yeni ölçüm yöntemi daha önceki yöntem ile karşılaştırıldığında günlük kullanım özelliklerini daha fazla yansıtıyor. Fransa’da geliştirilen bu teknoloji pazardaki en gelişmiş SUV’a hayat veriyor. 200 HP güç üreten 1.6 litre hacimli PureTech motoru her bir aksa entegre edilen ve her biri 109 BG güç üreten iki adet elektrikli motor destekliyor. Elektrik motorları, 13,2 kWh kapasiteli, arka koltukların altına yerleştirilmiş bataryadan enerji alıyor. Sistemin ürettiği toplam 300 BG ve 520 Nm tork aracı, 0’dan 100 km/sa hıza sadece 5,9 saniyede ulaştırıyor ve 235 km/sa azami sürate taşıyabiliyor.
Yüksek performansın elde edilebilmesi için otomobilde kullanılan yüksek gerilimli batarya, elektrik motorları ya da güç elektroniği bileşenleri ise otomobilin tasarımının ilk aşamasından itibaren öngörüldüğü için bu SUV’nin cömert iç mekan yaşam alanı ya da bagaj hacminden herhangi bir kayıp yaşatmıyor. Sürücü, farklı sürüş modlarından birini seçebiliyor. İlk çalıştırma anında ‘Elektrikli Sürüş’ modu devreye giriyor. Sistem 13,2 kWh kapasiteli batarya ile 58 km tamamen elektrikli menzil kullanıma sunuyor. Araç tamamen elektrikli sürüş modunda 135 km/s hıza ulaşabiliyor. Otomobil bu modda kullanılmakta iken dinamik ihtiyaçlar haricinde arkadan itişli olarak çalışıyor. Yolculuk, açık bir yolda başlayıp elektrikli sürüşün en verimli olduğu sıkışık şehir trafiği ile buluşacak ise elektrikli sürüş menzili, eSAVE seçeneği ile sürüşün ilerleyen bir etabına kadar muhafaza edilebilir hatta ihtiyaca göre sürüş sırasında bu menzil artırılabiliyor. İstenirse sürüşün başında da seçilebilecek olan “Hibrit” sürüş modu, otomobilin enerji seçimine kendisinin karar vermesini sağlıyor. Koşullara göre en verimli olacak enerji kaynağını, ya da iki enerji kaynağını birlikte değişken oranlar ile kullanarak örnek teşkil edecek yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu sağlıyor. Gösterge tablosundaki güç grafiği üzerindeki zarif bir ikon, sürücüye benzinli motorun ne zaman devreye gireceğini belirterek, sürücünün de çevreci elektrikli sürüş yoğunluğunu ayarlayabilmesini sağlıyor.
“Konfor” sürüş modu, güç stratejisinin “Hibrit” sürüş modundaki özelliklerini taşırken DS 7 Crossback’in eşsiz konforunun temel taşlarından birini oluşturan, kamera destekli “DS Actıve Scan Suspension” sistemini devreye alıyor. Bu sistem, ön camın içine yerleştirilen kamera sistemi sayesinde otomobilin önündeki yolu izliyor, zemin bozuklukları ile gövde arasındaki bağlantıyı neredeyse koparıyor. Bu sayede de her zemin koşulunda konforlu bir süzülme sağlıyor.

“Spor” sürüş modu ise tüm enerji kaynaklarını azami güç öncelikli şartlandırıyor, yüksek çekiş gücünün otomobilin dinamik sürüş limitlerini artırması adına süspansiyon sistemini sertleştiriyor, sürücünün bu limitlerde otomobili güvenle kontrol edebilmesi için de direksiyon sistemini daha yüksek geri bildirim sağlayan spor sürüş moduna alıyor. “4WD” sürüş modu, diğer sürüş modlarında enerji kaynağı ya da dinamik ihtiyaçlara göre çekiş aksının ayarlanmasının aksine otomobilin 135 km/sa hıza kadar sürekli dört tekerlekten çekişli çalışmasını sağlıyor. Özellikle çetin kış koşulları ya da arazi koşullarında kullanılmasının önerildiği bu sürüş modu, otomobilin şarj seviyesi elektrikli sürüşe olanak sağladığında tam elektrikli dört tekerlekten çekişe de olanak sağlıyor. Doğa gezileri için ideal bir yetenek! Bataryanın elektrikli sürüş modundan izole edilen rezerv kapasitesi ve benzinli motordan elektrik üretebilme yeteneği ise elektrikli sürüş menzili bulunmadığı durumlarda da dört tekerlekten çekiş kabiliyetinin sürekliliğinden emin oluyor. FIA Formula E şampiyonasının son iki sezondur çifte şampiyonu olan DS Techeetah takımı, bu başarılara E-Tense Fe20 otomobili sayesinde emin adımlar ile ilerledi. DS 7 Crossback E-Tense 4X4 ise enerji geri kazanımı ve elektrik enerjisinin kullanımı alanlarında E-Tense Fe20 yarış otomobilinin geliştirilmesindeki tecrübelerden azami düzeyde faydalanıyor. Prizden şarj edilebilmesinin haricinde her frenleme sırasında önce “elektrikli fren” devreye giriyor. Şehir içi kullanım koşullarında neredeyse tamamen durmak hariç her koşulda elektrik motorlarının enerji geri kazanım fonksiyonu, otomobilin fren ihtiyacına yeterli geliyor ve etkin kullanıldığı durumda elektrikli sürüşün yüzde 20’si mertebesinde enerji geri kazanılmasına olanak veriyor. Enerjiyi geri kazanmanın ötesinde elektrik enerjisinin verimli ve yüksek performanslı kullanılması Formula E’den edinilen bir diğer kazanım.
Otomobilin sürüş sırasında kendi kendisini şarj edebilmesinin haricinde DS 7 Crossback E-Tense 4X4, herhangi bir ev ya da iş yerine kolaylıkla kurulumu gerçekleştirilebilen bir 7,4 kW gücündeki DS şarj ünitesi otomobilin şarjını yüzde 0’dan yüzde 100’e 1 saat 45 dakika içinde şarj edebiliyor. Bu istasyonun kurulum hizmeti ile ilgili danışmanlık tüm DS STORE’larda otomobil siparişi ile eşzamanlı olarak sunuluyor. DS şarj ünitesi haricinde otomobilin şarj edilebilmesi için ise standart donanımında iki adet kablo sunuluyor. Bunlardan birincisi, halka açık şarj istasyonlarında kullanılması için mod 3 kablo iken diğeri ise güvenli bir geleneksel topraklı prizden 1,8 kW güç çekilebilmesini sağlayan mod 2 kablo. Halka açık şarj istasyonları DS şarj ünitesi ile aynı şarj performansını sunarken mod 2 kablo ile otomobil yaklaşık 7 saatte (örneğin gece boyunca) yüzde 0’dan yüzde 100 şarj seviyesine ulaşmasını sağlıyor.
Hibrit sistemin önemli faydalarından biri ise programlanabilir ön iklimlendirme seçeneği. Otomobil şarj istasyonuna bağlı iken ya da şarj seviyesi yüzde 50’nin üzerinde iken yola çıkış saatinin merkezi medya ekranına tanımlanması sayesinde önceden ısıtılmış ya da soğutulmuş otomobile binmenin sağlayacağı ek konfor, haftanın farklı günlerinde farklı saatler için de elde edilebiliyor.
Olağanüstü derecede donanımlı
Kullanıma sunulan gelişmiş teknoloji sadece güç ve aktarma organlarıyla sınırlı değil. DS 7 Crossback E-Tense 4X4, DS 7 Crossback’in 2018 yılından bu yana kendisini ispatlamış zengin standart ve isteğe bağlı donanımları ile sınıfında birçok çıta yüksekliğini belirliyor. Öne çıkan bazı donanımları arasında seviye 2 otonom sürüş teknolojisi Ds Connected Pilot, bir kızılötesi kamera ile sürücünün göz ve baş hareketlerini takip eden DS Driver Attention Monitoring, kızılötesi kamera desteği ile başka sürücüleri etkilemeden güvenli gece sürüşleri sağlarken sürüş çizgisindeki yayalar ve hayvanlara karşı tetikte olan DS Night Vision, hava durumu, sürüş hızı, yol kıvrımları gibi değişkenlere göre ışık konisini ayarlayabilen DS Active Led Vision farlar sayılabilir. Zengin donanım listesinin yanı sıra sürüş konforuna önemli etkide bulunan ses yalıtımı, DS otomobillerinin dinamik dinginlik vaadinin önemli bileşeni. Elektrik motorunun sessizliği ve şasinin özel tasarımı sayesinde zaten yeterince sessiz olan bu 4X4, dışarıdan gelen gürültüyü daha da sınırlamak için standart olarak bulunan ses izolasyonlu ön ve yan camlardan da destek alıyor.
Otomobillerin elektrikle geleceğe hazırlanması DS marka stratejisinin temelini oluşturuyor. Gelecekteki tüm yeni DS modelleri ya tamamen elektrikli ya da şarj edilebilir hibrit versiyona sahip olacak. Bu araç da söz konusu ürün stratejisinin ilk temsilcisi olarak öne çıkarken, DS Automobiles 2025 yılına kadar elektrikli ya da şarj edilebilir hibrit seçeneklerin global ölçekteki satışlarının üçte birinden fazlasını oluşturacağını tahmin ediyor.