Mimarlık, tasarım ve sanat

Yerce Mimarlık’ın temelleri 2011 yılında Nail Egemen Yerce tarafından atıldı… 8 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleştirdiği, konut, ofis ve enstalasyon çalışmaları ile sadece yurtiçinde değil uluslararası arenada da dikkatleri çekmeyi başardı…

Nail Egemen Yerce

Yerce Mimarlık, gerçekleştirdiği, konut, ofis ve enstalasyon çalışmaları ile yurt içinde olduğu kadar uluslararası mimarlık ve tasarım platformlarında da yoğun ilgi gören bir mimarlık ofisi… Sanat mimarlık ara kesitinde, kendileri gibi genç ve dinamik bir ekip olan ZAAS ile beraber gerçekleştirdikleri tasarımları farklı ve özgün bakış açıları ile dikkatleri çekiyor… Biz de Yerce Mimarlık Kurucusu Nail Egemen Yerce ile mimarlık, tasarım ve sanat odağında  bir söyleşi gerçekleştirdik…

Gentleman: Nail Bey kendinizden bizlere bahseder misiniz?

Nail Egemen Yerce : Mimarlık eğitimime, 1997’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde başladım. Okul ile eş zamanlı olarak Nafi Çil ofisinde, hem mimarlık hem de resim alanında çalışmalar yaptım. Lisans eğitimimden sonra ise İstanbul Teknik Üniversitesi Mimari Tasarım Bölümü’nde yüksek lisans programına başladım. Bu programla bağlantılı olarak İtalya’daki Politecnico di Bari Üniversitesi’nde Prof. Dr. Roberto Perris yürütücülüğünde endüstriyel tasarım alanında eğitim aldım. Bu eğitimle birlikte insan ölçeğiyle daha yakın ilişkiler kurduğum ergonomi konusuna eğildim ve bu konuda çalışmalar yaptım. Daha sonra da sanat ve mimarlık ara kesitindeki “Enstalasyon ve Mekanı” başlıklı tezimi tamamladım. Eğitim sürecinde ve sonrasında 2011 yılına dek çeşitli mimarlık ofisleri ve şantiyelerde farklı pozisyonlardaki deneyimlerimin yanı sıra kendi gerçekleştirdiğim projeler oldu.

G: Yerce Mimarlık’ı ne zaman kurdunuz?

N.E.Y: Bahsettiğim bu deneyimlerden sonra 2011 yılında Yerce Mimarlık’ı kurdum. Kuruluşundan bu yana firmamız, mimarlık, iç mimarlık, kurumsal kimlik tasarımı ve endüstriyel tasarım alanlarında projeler geliştirmekte, danışmanlık vermekte, uygulama ve kontrol yapmaktadır. Yaptığımız çalışmalardan bahsedecek olursak farklı ölçek ve tipolojilere uzanan tasarım konuları çeşitliliği içinde; zamana, yere ve kullanıcıya özgü yeni bir değer oluşturacak bakış açısıyla, yaratıcı, etkin, estetik bir tasarım dili benimsiyoruz. Devamında tasarlanan projelerin, doğru bir şekilde hayata geçirilmesi için gerekli tüm desteği özenli bir şekilde sunuyoruz.

G: Yerce Mimarlık,  gerçekleştirdiği, konut, ofis ve enstalasyon çalışmaları ile yurt içinde olduğu kadar uluslararası alanda da yoğun ilgi gören bir mimarlık ofisi. Bize projelerinizden bahseder misiniz?

N.E.Y: Farklı ölçek ve tipolojilerde işler yapmak keyif aldığımız bir durum. Bunlar birbirini besliyor ve konuya kalıplaşmadan bakmak için fırsat veriyor. Büyük ya da küçük ölçek olsun, konut ya da ofis veya  mağaza tasarımı olsun her projeyi önemsiyor ve heyecanla ele alıyoruz. Projelerimizde önceliğimiz durumu, konuyu, iş sahibini anlamaya yönelik oluyor. İş, mimarın masasına geldiğinde, aslında biraz kendi içinde epey karışmış bir yumak ipe benziyor. İpi önce çözmek sonra güzel kullanılabilir bir yumak haline getirmek için karışıklığı iyi bir şekilde anlayıp analiz etmek gerekiyor. Bunları ne kadar iyi çözümler ve anlarsak proje süreci de o kadar verimli geçiyor. Yaptığımız her türlü tasarımda, az önce sözünü ettiğim ve konuya göre başkalarının da eklendiği verileri başlangıç noktası yapıyoruz. Tabii toplanan verilerin çeşitliliği kadar o verilerin nasıl yorumlandığı da önemli oluyor. Yorumlama kısmı da insanın hayata bakışı ile yakından ilişkili demek rahatlıkla mümkün. Tasarımlarımızda dikkatimizi yönelttiğimiz veriler doğrultusunda yenilikçi, yaratıcı bir bakışla insan hayatına mutluluk ve nitelik getiren kurguları oluşturmaya gayret ediyoruz.      

G: ZAAS ile beraber gerçekleştirdiğiniz işler var. Nasıl bir birliktelik var aranızda, anlatır mısınız?

N.E.Y: ZAAS ile zaman zaman proje ortaklığı yapıyoruz. Bunu, oldukça keyifli ve verimli bir birliktelik olarak görüyoruz. Bakış açılarımız her ne kadar benzer de olsa bazı farklılıklar gösteriyor. Bu farklılık, iki ofisi de besleyen ve projelere zenginlik getiren bir fırsat sağlıyor diye düşünüyoruz. Tamamen ortak olarak işlettiğimiz bir süreçte projeleri ele alıyor ve geliştiriyoruz. Her iki ofis de bu sürece kuvvetli yönlerini daha da ortaya çıkartarak katkı koyuyor. Bu da sonuca olumlu yansıyor.    

G: Yurt içi ve yurt dışında ses getiren projelerinizden en önemlileri hangileri?

N.E.Y: OrfiSera projemiz, yurt içi ve dışında oldukça ses getirmiş ilk projelerimizden. Ofis mobilyaları üreten bir marka için showroom projesiydi. Sosyal aktivitelerle de zenginleştirilmiş bir merkez olarak ele alınmıştı proje. 2015 yılında Yataş firması için tasarladığımız fuar standı, inovatif yaklaşımı ve farklı mekânsal ve mobilya sunumları ile İsmob 1’incilik ödülüne layık görüldü. Studio Loft projemiz ise yurt içinde 2016 Mimarlık Yıllık seçkisinde yer alırken 2017 yılında yurt dışında Berlin’de düzenlenen World Architectural Festival kapsamında Creative Re-Use kategorisinde Türkiye’den seçilen ve finalist olan tek proje oldu. Empera markası için tasarladığımız Empera İdari Bina projemiz de yine yurt içi ve yurt dışında çeşitli mimarlık siteleri, dergi ve kitaplarında yer bularak ilgi gördü. The Path isimli mimarlık sanat ara kesitinde tasarladığımız Hannover’deki yeni tamamlanmış interaktif enstalasyon projemiz ise yurtdışında oldukça büyük ilgi gördü. Yakında bu projemizi de çeşitli mecralarda paylaşacağız.    

G: Hali hazırda devam eden işlerinizi de sizden dinlemek isteriz…

N.E.Y: İstanbul’da bir marka için konsept mağaza, showroom çalışmalarımızı yeni tamamladık. Bir başka markayla da bu anlamda yeni çalışmalara başladık. Bir konut iç mekanı ile İzmir’de konut bloğu projelerimiz devam ediyor. Gaziantep’te ofis binası, showroom, projelerimiz de yeni biten projelerimiz arasında. Onun dışında çok yeni tamamlanmış olan yurt dışı projelerimizden Almanya Hannover’de ve Köln’deki sergileme projelerinin yanı sıra sanat mimarlık arakesitinde oldukça ses getirmiş olan bir enstalasyon projemiz var. Gelecek için yurt içinin yanı sıra yurt dışında farklı coğrafya ve kültürlerde, farklı tipolojilerde daha çok proje tasarlamayı, daha fazla insanın hayatına dokunmayı, olumlu katkılar sunmayı hedefliyoruz.

G: Sanat ve mimarlık iç içe aslında. Bu anlamda sizin nasıl bir ekibiniz var? Projeleri geliştirme süreçlerinizi biraz dinlemek isteriz.

N.E.Y: Sanat, projelerimize başlarken ve onları geliştirirken ilham veren önemli bir kaynak. Projelere farklılık katabilecek bakış açıları geliştirme imkanı da sunan bir kaynak. Ekibimiz bu bakış açısına sahip kişilerden oluşuyor. Proje geliştirme sürecinden bahsedecek olursak; tasarlanacak projeye ilişkin öngördüğümüz tüm verileri topluyoruz. Toplanan verileri tarafsız olarak analiz etmeye, gerçek ihtiyaçları tespit etmeye çalışıyor; projeye kazandırılabilecek yeni açılımların potansiyellerini araştırıyoruz. Bu araştırmalarımız doğrultusunda tasarım aşamasına başlıyoruz. Hassasiyetlerimiz konusuna gelince bir projeyi yerine ve duruma özel kılmaya, onlarla tam bir uyum içinde olmasına çalışıyoruz. Proje bu yönüyle kendine özgü bir nitelik kazanıyor. Konuya, hemen bir çözüm bulmak yerine konuyla daha çok ilişki içinde olarak deyim yerindeyse ‘hemhal’ olduktan sonra nitelikli, özgün, yaratıcı çözümler üretmeyi hedefliyoruz.   

G: İstanbul tarihi en derin dünya şehirlerinden biri. Ancak mimari açıdan bazı sıkıntılar yaşadığı gerçeği de malumumuz. Bu konuda neler yapılmalı özellikle dönüşüm sürecinde…

N.E.Y: İnşaat sektörünün büyümesinde kentsel dönüşümün özellikle de İstanbul’da önemli bir pay sahibi olduğunu görüyoruz. Kentlerdeki nüfusun artmasıyla birlikte kentsel dönüşüm bir yönüyle gereklilik halini almış görünüyor. Genel olarak üretilen politikalar da kentsel dönüşüme hız getirmiştir. Kırsalın insanlar için gelecek kurma potansiyellerinin azalması, çağın yaşam şeklinin değişim göstermesi gibi sebeplerle şehirlere olan göç, eskisine göre çok daha fazla orandadır. Bu, aynı zamanda şehirlerdeki kapasitenin zorlanması ve finans oluşturma dinamikleri açısından karşımıza çıkan bir durum olmuştur. Duruma sadece konut ihtiyacını karşılama, konut sayısını artırma, buna ilişkin politika ve eylem oluşturma yönünde bakılırsa, önümüzdeki dönemler için yeni problemler üretilebileceği rahatlıkla söylenebilir. İyi binalar kadar bunların ihtiyacı olan alt yapıların kurulması, örneğin toplu taşıma, otopark, sosyal donatıların, parkların, bahçelerin, sokakların, meydanların var olan dokular da göz önüne alınarak birbiriyle bütünlük içerisinde tasarlanması gerekli görünüyor.

G: Mimari ve sanat perspektifinde sizin hayranlık duyduğunuz dünya şehirleri hangileri?

N.E.Y: Venedik ilk aklıma gelen şehirlerden… Hem mimari hem de şehirde gerçekleşen sanatsal aktiviteler özellikle de bienaller yönünden çok zengin. Diğer bir şehir Roma olabilir, şehir tam anlamıyla açık hava müzesi. Ayrıca sevimli meydanları ile sokaklarıyla insana coşku veren bir yanı var. Başka bir şehir de Berlin olabilir. Güncel sanatın ağırlık kazanan merkezi olarak cazibesi yüksek bir şehir. Bunun dışında güncel mimarlığa ait iyi örnekler var. Bunları keşfetmek de oldukça heyecan verici. 

G: Biraz da hobilerinizi soralım… Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

N.E.Y: Doğa yürüyüşlerini severim, bunların mümkün olduğu kadar el değmemiş, yakından-uzaktan insan ya da yapı görmeyeceğim alanlarda olmasını tercih ederim. Bu yürüyüşlerde doğanın ne kadar müthiş olduğunu ve evrenin bir bütün olduğunu, insanın da bunun bir parçası olduğunu hissediyorum.  Bunun dışında üniversite yıllarında başladığım yağlı boya resim yapmak da önem verdiğim uğraşlarımdan. Resim çalışmak da oldukça yoğun bir süreç ve içine girdiğiniz zaman günlük hayatın karmaşık ve hareketli yaşantısını geride bırakarak bütünüyle kendi kendinize kalıyorsunuz. İnsan böyle zamanlarda kendini daha iyi keşfediyor.  

G: Giyim ve ayakkabı konusunda nasıl bir tarzınız var. Favori markalarınızı öğrenmek isteriz…

N.E.Y: Belli bir tarzdan ziyade ince detaylara sahip tasarım zekası içeren kıyafetler ve ayakkabılar ilgimi çekiyor. Tabii bir kıyafet ya da ayakkabının bedendeki duruşu çok önemli. O yüzden provadan sonra karar veriyorum. Bazen hiç ilgi alanım içinde olmayan bir ürünü provadan sonra alabiliyorum. Beğendiğim çeşitli markalar var. İlk aklıma gelenlerden kıyafette Massimo Dutti, ayakkabıda ise Camper…   

G: Saat ve aksesuar konusunda tercih ettiğiniz markalar hangileri?

N.E.Y: Modern ve minimal çizgileri ile Leff Amsterdam, klasik ve detaylara sahip modelleri ile de Longines markalarını iyi buluyorum. 

G: Gastronomi ile aranız nasıl? En sevdiğiniz mutfaklar hangileri? Bir de favori mekanlarınız?

N.E.Y: Gayet iyi, ilgi alanım içerisinde. Özellikle seyahatlerde lokal lezzetleri tadabileceğimiz özel noktaları keşfetmeyi seviyorum. İtalya geçmişimden gelen İtalyan Mutfağı merakım haricinde Thai Mutfağı da sevdiklerim arasında. Nicole Restaurant’taki lezzetleri özel buluyorum. Son dönemde Alaf ve Mürver’i de deneyimleme şansım oldu. Buralar da enteresan mekanlar. Bunların dışında Ortaköy’deki Sefarad Meyhanesi de yiyecekleri, servisi ve tarihi ile özel bulduğum yerlerden.