Erkek giyiminin köklü ve öncü markası Kiğılı, 1938 yılından bu yana modaya yön vermeye devam ediyor… Biz de bu ay Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem ile bir araya gelerek kendisinden markanın öyküsünü, yeni koleksiyonlarını ve hobilerini dinledik…



Türkiye’nin en köklü erkek giyim markalarından biri Kiğılı… “Önce İnsan” mottosuyla insanı değerleri ön planda tutan bir yönetim anlayışı benimseyen şirketin CEO koltuğunda ise Hilal Suerdem oturuyor. 90’lı yılların başından bu yana sektörün içinde yer alan bir isim olan Suerdem, 70 ilde 205 mağazası; yurt dışında ise 51 ülkede 58 mağa ve 88 franchise ile 351 noktada yer alan Kiğılı’nın öyküsünü ve hobilerini bu ay Gentleman’a anlattı…
Gentleman: Kiğılı erkek modasında Türkiye’nin en köklü markalarından biri… Kökleri 1938’lere dayanmakta. Bir markayı bu kadar uzun yıllar büyütüp yaşatabilmek kolay olmasa gerek. Bu başarının öyküsünü sizden dinlemek isteriz...
Hilal Suerdem:Kiğılı olarak her zaman “önce insan” diyerek insanı değerleri ön planda tutan, çalışanına değer veren bir markayız. Şirket içinde ve dışında çalışmalarımızı açık-şeffaf bir iletişimle sürdürüyoruz. Şirket içindeki motivasyonu sağlamak için çalışanlarımızın gelişimine özen gösteriyoruz. Çalışanlarımız için sosyal aktivite faaliyetleri düzenliyor ve kendilerini geliştirmeleri için gerekli eğitim programları hazırlıyoruz. Bizi öne çıkaran ve farklılaşmamızı sağlayan alan burası. Çalışanlarımıza olduğu kadar tüketicimize verdiğimiz hizmetle de ön plandayız. Kiğılı olarak olmazsa olmazımız “müşteri memnuniyeti”dir. En iyi müşteri deneyimini yaşatmak için hızlı ve etkili bir iletişim süreci yönetiyoruz. Müşteri ile ilgili tüm süreçleri daha yakından takip edebilmek için Müşteri Deneyimi Departmanı kurduk. Alışveriş esnasında olduğu kadar, satış sonrasında da bizden beklentileri nelerdir, nasıl daha iyi hizmet verebiliriz ne tür geliştirmeler yapabiliriz gibi konulara eğiliyoruz. Yani müşteriyi ilgilendiren tüm süreçleri en ince ayrıntılarına inerek takip ediyoruz.

G: Siz ne kadar zamandır Kiğılı ilesinin üyesisiniz?
H.S: 33 yıldır Kiğılı ailesinin içindeyim. 29 yıldır Kiğılı ailesi içerisinde pek çok çalışan arkadaşlarımız gibi, benim de hikâyem yıllar öncesine dayanıyor. 1991 yılında mağazada tezgâhtar olarak (yeni adıyla satış danışmanı) olarak bu işin mutfağında işe başladım. Kariyer serüvenimde en büyük yol göstericim elbette sektörün duayeni Abdullah Bey olmuştur. Kendisinin perakende sektöründeki deneyimleri ve fikirleri başarıma ve bugünlere gelmeme ışık tuttu. Sahada başlayan serüvenim neredeyse şirketin tüm birimlerinde ve iş süreçlerinde çalışarak devam etti ve bugünlere kadar geldim. Sürekli öğrenerek ve araştırarak, dünya modasında gerçekleşen değişimleri ve yenilikleri takip ettim ve kazanımlarımı işime yansıttım.
G: Türkiye adeta bir konfeksiyon üssü ancak hep konuşulan bir gerçek var ki markalarımızı yurt dışına açmakta zorlanıyoruz. En büyük eksiğimiz nerede sizce?
H.S: Çok haklısınız bu bizim içinde en büyük handikaplardan biri, daha önce yurt içinde elde edilen kazançlar herkesi rehavete sürükledi, buna teşebbüs eden olmadı. Şimdi içeride rekabet büyüdü, hem artan maliyetler, hem de ekonomide yaşanan sıkıntılar herkesi zorluyor. O nedenle de birçok markamız yurt dışına açılıyor, yurt dışında 4 bin 500’e yakın mağazamız var. Bu sayının çoğalarak artacağına inanıyorum. Tük hazır giyim sektörünün geleceği için katma değeri yüksek ürünler ihraç etmemiz, bunun içinde kaliteden ödün vermeden ulaşılabilir fiyatlarla yurt dışına markalı ihracat yapmalıyız. Kimseden eksiğimiz yok fazlamız var, modaya ilgisi yüksek bir ülkeyiz, genç bir nüfusumuz var, biz istersek hep birlikte başarırız. Tekstil sektörüne yapılan yatırımlar ürünlerin katma değerini yükseltiyor. Eğer bunu markalı yapıyorsanız bu değeri artırıyorsunuz. Türk hazır giyim sektörün geleceği için markalı ihracat yapılmalı. Dünyada markalı ürünlerin perakende satışları oldukça başarılı. Pazar oldukça sıkıştı her ne kadar geç kalmış olsak da önümüzde hala büyük fırsatlar var, markalı katma değeri yüksek ürün üretme konusunda bizden daha iyi bir ülke yok. Özellikle son yıllarda lüks markaların yerine daha çok alınabilir markaların öne çıkması bizim için büyük bir fırsat. Yeni nesil özgür ve ne istediğini biliyor, marka takıntısı yok rahat ve kendine yakışanı tercih ediyor, formal giyimden casual giyime ve şimdi de modaya sokak modasının hakim olması insanlara daha çok fırsat sunuyor.
G: Kiğı’nın hali hazırda yurt içi ve yurtdışındaki mağaza sayısı kaç oldu?
H.S: Kiğılı 70 ilde 205 mağazamız var, yurt dışında ise 51 ülkede, 58 mağaza ve 88 franchise ile toplam 146 satış noktası olmak üzere toplam 351 satış noktasındayız. Yıl sonuna kadar 30 mağaza daha açacağız. Türkiye’nin erkek giyim sektörünün pazar lideriyiz. Hedefimiz global yatırımlarımızla uluslararası arenada söz sahibi olmak ve Kiğılı’yı bir dünya markası yapmaktır.
G: Yurt dışında en iddialı olduğunuz lokasyonlar nereler?
H.S: Yurt dışında en iddialı olduğumuz yer erkek modasın kalbi İtalya, İtalya’da kendi şirketimizi kurduk ve Bologna, Milano, Bergamo ve Sassari’de kendi yatırımımız olan 4 mağazamız var, bunlara ilaveten İtalya’nın en büyük “departman store”u olan Coin’lerde ise 18 noktadayız yani 22 Adet satış noktamız var ve çok yakında tüm AB ve Amerika’ya hem toptan hem e-ticaret satışılarımızı yapmak için 2.500 metrekarelik showroom tuttuk ve çok yakında açacağız. İtalya’da büyümeye devam edeceğiz. İtalya’nın dışında Almanya’nın da içinde bulunduğu Romanya ve Sırbistan ile birlikte 4 ülkede kendi yatırımımız olan mağazalarımızda aynı zamanda 280’e yakın kişiye istihdam sağlıyoruz. Dünya erkek modasının kalbi İtalya ve Almanya’nın da içinde bulunduğu Romanya ve Sırbistan ile birlikte 5 ülkede kendi yatırımlarımız olan mağazalarımızda aynı zamanda 250’yi aşkın kişiye istihdam sağlıyoruz. Yakın zaman önce İtalya’daki 17. mağazamızı Bologna’da açtık. İtalya’nın yanı sıra Azerbaycan, Bulgaristan, Sırbistan, Özbekistan ve Irak’ta büyüme devam ediyoruz.
G: Cadde mağazacılığı yıllar içinde yerini AVM’lere bıraktı. Pandemi ile bu da biraz evrildi sanki. Sizin bu duruma bakış açınız nasıl?
H.S: Aslında evrilen bir şey yok AVM’ler artık halkımızın en önemli vakit geçirme, yeme içme ve alışveriş olmak üzere eğlence alanı oldu. Aileler için AVM’ler bolca olanak sunuyor, özellikle AVM’ler arası rekabet buralara gidenler için avantaj sağlıyor. Üstelik alış veriş merkezlerinin giriş oldukça rahat ve park sorunu yok. İstediğin zaman rahatlıkla girip çıkabiliyorsun, bizde cadde çok yok birkaç önemli lokasyon var onların da park sorunu trafiği derken özellikle kalabalık aileler için çok cazip değil ama cadde mağazacılığı mutlaka artarak çoğalmalı. Dünyanın en önemli şehirlerinden İstanbul’da bile toplasan 3-4 cadde var bu yeterli değil. Özellikle yurt dışındaki önemli caddelerle karşılaştırdığımızda bu konuda oldukça kötü durumdayız. En önemli alışveriş caddelerinin başında gelen Nişantaşı’nda alışverişe çıksanız doğru düzgün yürüyecek kaldırım yok, olanı da kafeteryalar işgal etmiş durumda. Önce bunları düzeltmemiz lazım ki caddelere rağbet artsın.
G: Tasarım ekibinizden de biraz bahseder misiniz bizlere?
H.S: Tasarım bizim işimizin en önemli kısmı, o nedenle de 40 kişilik bir tasarım departmanımız var, hepsi birbirinden değerli işinin ehli kişiler, kolay değil Türkiye’nin en köklü erkek giyim markası olması, erkek modasına yön veren bir marka olarak, halkın güvenine layık olmak için güçlü bir tasarım ekibimizin olması gerekiyor. Yurt dışı fuarlar bizim için oldukça önemli, tasarım ekibimizle birlikte sürekli yurt dışındaki dünyanın en önemli markalarının yer aldığı moda fuarlarını yerinde takip ediyoruz, dünya modasındaki gelişmeleri anında izleyerek koleksiyonlarımıza yansıtıyoruz.
G: Peki kısa ve orta vadede büyüme planlarınız neler? Yakın zamanda yeni yatırım planlarınız var mı?
Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta Türkiye’nin ilk holografik NFT defilesini gerçekleştirdik. Türkiye’nin lider erkek giyim markası olarak, son dönemde hız verdiğimiz teknoloji yatırımlarımıza “Metaverse” dünyasına yaptığımız giriş ve “Tomorrow Koleksiyonumuz” ile taçlandırdık. Kiğılı “Yarın için bugünden” mottosuyla oluşturduğumuz Tomorrow Koleksiyonunumuz’un tanıtıldığı lansmanımızda, Türkiye’nin ilk holografik NFT defilesiyle de giyilebilir NFT parçaları ilk kez paylaştık. Dünyada ve ülkemizde çokça konuşulan NFT, metaverse ve sürdürülebilirlik kavramlarının uzun zamandır gündemimizdeydi. Son dönemde yaptığımız teknoloji yatırımlarımızın ardından ‘Yarın için bugünden’ diyerek Tomorrow koleksiyonumuz ve NFT parçalarımızı oluşturduk. Erkek giyiminde yeni bir dönemi başlatacak özel parça ve tasarımlarımız için uzun süreli bir çalışma gerçekleştirdik. Değişen dünyaya ayak uydurmak ve hatta önüne geçerek yenilikler üretmeye değer veren bir marka olmanın verdiği sorumlulukla Tomorrow Koleksiyonumuz ve giyilebilir NFT parçalarımızla yarınlara imzamızı bugünden atıyoruz. Hayata geçirdiğimiz tasarımlarla moda endüstrisine farklı bir bakış açısı kazandırmamızın yanı sıra Kiğılı olarak şimdi de teknoloji yatırımlarıyla hazır giyim sektörüne yeni bir soluk getiriyoruz. Hazır giyim perakendesi ve e-ticaret alanında uzun yıllar çalışmalarımızı sürdürürürken, bu alandaki dört teknolojilerimizi de hayata geçirdik. Dört teknolojiden biri ve Kiğılı’nın spin-off’u olan “QualisICT Teknoloji”, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri aracılığıyla tüm süreçleri optimize ederken; “Octopus Teknoloji”, ekran yönetimini yapay zekayla bütünleştirip kişiye özel fırsatlar yaratmayı, “Q-Soft Teknoloji” ise tekrarlayan iş süreçlerini 7/24 sorunsuz yönetmeyi mümkün kılıyor. Teknolojiye şimdiye dek hatırı sayılır bir yatırım yaptık. “Günümüz dünyasında markaların kendini geliştirmeden ve teknolojiye yatırım yapmadan sadece modanın güncel trendleriyle ayakta kalabilmesi oldukça zor. Son yıllarda yaşanan dijital dönüşüm de aslında bunun önemli kanıtı. Bugün yeni nesil teknolojileri göz önüne aldığımızda tüm firmalar, özellikle de perakende firmaları küçük birer teknoloji firması haline gelmiş durumda. Biz de erkek giyim perakendeciliğindeki liderliğimizi ve öncülüğümüzü teknoloji alanında da devam ettirme vizyonu ile üç yıl önce çıktığımız bu yolda teknoloji hamlelerimizi yaptık. Kiğılı olarak uzun yıllar üzerinde çalıştığımız dört aktif teknoloji yatırımımız bulunuyor ve 2022 başı itibarıyla teknoloji ekosistemimize ayırdığımız bütçe 50 milyon TL rakamına ulaştı. Ancak yatırımlarımız bununla sınırlı değil… Stratejik planlama ve doğru yer-doğru zaman mottosuyla moda endüstrisinde hem yatırımcı hem de oyun kurucu pozisyonlarımızı almaya devam edeceğiz” dedi.
G: Biraz da yaz koleksiyonunuz soralım, bu yazın şıklığında Kiğılı neleri ön plana çıkarıyor?
H.S: Yaz koleksiyonumuzda ön plana çıkan bu seneki tasarımlarımız genel olarak rahat, bazı modellerde klasik ve aynı zamanda şık bir görüntü yakalamayı hedefleyen t-shirtler, ince – keten safari montlar, desenli gömlekler, keten ceketler ve takımlar, pantolonlar yerini alıyor. 2022 yaz tasarımlarımızda çalışan, modern, şehirli, stil sahibi, şık ve en önemlisi kaliteden vazgeçmeyen Kiğılı ve Abdullah Kiğılı erkeğini önümüze koyarak tasarımlarımızda yenilikçi, etik dünya ve sürdürülebilir yaşama hitaben seçilmiş ürünler tasarladık. Ortaya çıkan koleksiyonda hedef kitlemiz sadece şimdiki zaman için değil yıllarca şıklığını korumasını sağlayacak, modern dünya düzenine ayak uyduracak ve popülerliğini koruyacak parçalar yeni sezon koleksiyonumuzda yer almaktadır. 2022 Yaz koleksiyonlarımızda genel olarak canlı, tutkulu ve büyüleyici renklerin yanında aynı zamanda siyah – beyaz uyumu, vazgeçemediğimiz bordo – nefti – lacivert, mavi tonlarının bize hissettirdiği özgürlük ve neşe duygusu, ekru, vizon gibi renklerin sakinleştirici etkisi yer almaktadır. Yeni sezon koleksiyonunda genel olarak sadeliği yansıtan renkler tercih edilse de modaya yön veren canlı renklerin de bu sene daha gözde bir formda karşınıza çıkarıyoruz.
G: Bu işin tepesinde bir isim olarak Hilal Suerdem bize giyim zevkini bize nasıl özetler?
H.S: Modanın içinde olduğumdan dolayı giyinmeyi seviyorum, iş dünyasının içinde olunca elbette kurallara, mekâna ve yerine göre giyinmeyi tercih ederim. Genellikle renk olarak lacivert ve tonları olmazsa olmazımdır, çok nadiren farklı renkler de giyerim, hafta içi daha klasik giyinmeye çalışıyorum, bir davete, yemeğe katılacaksam mutlaka takım elbise giyerim. Onun dışında casual ceket, pantolon ve sneakers giymeyi daha çok tercih ediyorum.
G: Hafta içi işe nasıl gidersiniz, hafta sonu tarzınız nasıldır?
H.S: Hafta içi iş hayatımızın gereği olarak Business kıyafetler giyerim, hafta sonları casual giyinmeyi seviyorum.
G: Hobilerinizi de sormak isteriz, mesela yoğun geçen bir günün yorgunluğunu nasıl atarsınız?
H.S: Yürüyüş yapmayı, yüzmeyi çok severim, vakit buldukça spor yapıyorum, o yüzden bu aralar fazla yüklenmekten bağlarımı yırtılmış durumda. En çok torunumla çok vakit geçirmekten keyif alıyorum, gün boyu yaşadığım iş stresini anında unutuyorum, bana çok iyi geliyor. Mutlaka kitap okurum, arkadaşlarımla vakit geçiririm.
G: Resim ve müzikle aranız nasıldır?
H.S: Müzik dinlemeyi sevmeyen var mıdır, hem dinlerim, hem mırıldanırım, müzik ruhun gıdası diye boşuna dememişler. Özellikle hafif batı müziği dinlemeyi severim.
G: Otomobilde tercihiniz ve aradığınız özellikler nelerdir?
H.S: Öncelikle aracın güvenliği oldukça önemli, güvenliğin dışında iç konforu, ferahlığı, bu nedenle, jeep tarzı yüksek ve büyük arabaları tercih ederim. Teknolojik donanımları olması ilk tercihimdir. Hatta olmazsa olmazımdır.
G: Yemek ile aranız nasıl? Favori mekanlarınız hangileri?
H.S: Yemek ile aram gayet iyidir ama sağlıklı beslenmeye de oldukça dikkat ederim, bu nedenle de gittiğim mekanları mutlaka araştırırım, İtalyan ve Japon mutfağını severim, yurt dışında en çok tercih ettiğim mekanlar, Paris’te Plais de Royal Restaurant, L’Oiseau Blanc ve Epicure Londra, Nobu, Sketch, Archipelago, Milano’da Trattoria del Pescatore, Amerika’da L’ Avenue Saks Fifth New York, Cheesecake Factory Los Angeles, Dubai’de, il Borro Tuscan Bistro, Benjarong, The Market ve Nusret. İstanbul’da ise Bebek Balıkçı, Uskumru Restaurant, Papermoon ve Parle…
G: Kişisel yatırımlarınız var mı, bu tecrübelerinizi başka alanlarda kullanıyormusunuz?
H.S: Armatörlük ve ceviz yetiştiriciliğiyle uğraşıyorum. Armatörlük yapıyorum, her biri 12 bin ton kapasiteli üç adet uluslararası sularda tamamen ihracat odaklı çalışan gemilerim var. Hayrabolu’da 300 ağaçlık ceviz bahçelerim var.
G: Son olarak bu yaz için tatil rotalarınızı sorarak sohbetimizi noktalayalım.
H.S: Bodrum her zaman ilk tercihimdir, Bodrum yazları vazgeçilmezimdir. Göcek kıyılarında aynı şekilde İlle de Göcek, mavi ile yeşilin muhteşem buluşması, masmavi denizi, yemyeşil doğası, mükemmel koyları ile irili ufaklı adaları ile en çok tercih ettiğim yerlerin başında gelir. Deniz, kum ve güneşin tadını doya doya çıkarıyorsun.