Show & Boat

Hız, deniz tutkunlarının olmazsa olmazı elbette; ancak son yıllardaki fuarlarda mavi sularda sakince seyretmek ve teknenin her noktasını yaşamak arzusu da ön plana çıktı. Böylece tekne dünyasında farklı ihtiyaçları da tatmin eden yeni bir nesil doğdu.

Bu yıl da her zamanki gibi, denizcilik dünyasında kurulan muazzam sirk hayata geçti. Tüm Avrupa’yı saracak yeni sezon gösterilerine tersaneler, aksesuarcılar, tedarikçiler, teknik destek sağlayanlar, hizmet veren şirketler; hepsi birlikte, omuz omuza katılacaklar. İtalya’da ismi denizcilik fuarı olarak geçiyor ama boat show aslında daha doğru bir terim; zira bazen yapılan şovlar fuarın asıl malzemeleri olan teknelerin önüne geçiyor. Satıcılar, çoğunluğu suyun üzerinde olan devasa pazarlarda mallarını sergileyip alıcı bekliyorlar. Lüksün ve eşsizliğin yarattığı bir aura ile sarmalanan tekneler, yatlar ve mega yatlar ise bu pazarı muhteşem bir gösteriye dönüştürerek, denizcilik dünyasına en alışkın, en tutkun olan ziyaretçilerin dahi ağızlarını açık bırakıyorlar. Hepsinin bir arada oluşu, birçok yeniliği görme fırsatı, pazarın segment sayısının her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde sürekli artması sonuç olarak herkesin kendi arzu nesnesini bulmasını sağlıyor, tabii kimi teknelerin çizgilerinde, kimilerinin rahatlığında veya performansında aklı kalanlar da olmuyor değil.

Cannes Yachting Festival, Southampton Boat Show, Monaco Yacht Show, La Rochelle’de düzenlenen Grand Pavois ve Cenova Denizcilik Fuarı bu sektörün başrol oyuncularından. Antik çağda denize açılmak yaşam için elzemken, modern zamanlarda bir tutkuya dönüştü; Fransa’da, Atlantik sahilinde ama daha çok Fransız Riviera’sında, Güney İngiltere’de ve tabii İtalya’da. Bu ülkeler ve buralarda düzenlenen boat showlar, takvimde öncelik sırasına sahip olan Amerikan Miami ve Ft Lauderdale fuarları ile birlikte yatçılık piyasasına hükmediyor. Denizcilik sektörünün yükselen değerleri Brezilya ve Çin ile olan randevulara son yıllardaki fuarlarda belki yeterince önem verilmiyordu; ancak bu ülkeler 2016 sezonu ile birlikte tüm tersanelerin stratejik planlarındaki vazgeçilmez yerlerini almaya başladılar. Güney Amerika’nın ve Doğu’nun üretim rakamları 2015 yılında beklenenin altında kalsa da Birleşik Devletler ve Avrupa, piyasa göstergelerine oranla daha iyi bir gelişme kaydederek tüm yeniliklerin sergilendiği vitrinler olmayı sürdürdüler. Made in Italy kavramının denizcilik sektöründeki temsilcisi Cenova Fuarı da ticari açıdan bir süredir devam eden düşük profil döngüsünü kırarak uyanışa geçmeyi başardı. 2015 fuarı yine de tabii ki sergilenen parçalar ve dönen ticaret açısından Birleşik Devletler ile yarışır hale gelen, unutulmaz 2006 ve 2007 yılları gibi değildi. Geçtiğimiz yıl, prestijli imalatçılardan bazılarının yokluğuna rağmen, sektördeki eğilimlerin ne derece değiştiğini görmüş olduk. Fuara katılmamak aslında imalatçılar için çok da iyi bir seçim olmadı, zira tekne sevdaları hiçbir zaman sadece Cenova Fuarı ile tatmin olmayan İtalyanlar, 24 metreden uzun yatlar dahil birçok segmentten alışveriş yaptılar.

2015 yılında gerçekleştirilen fuarlardan elde edilen sonuçlara bakarak özetlemek gerekirse, teknelerden hız anlamında üstün performans bekleyen bir kitle her zaman olacak; ancak seyahat esnasında her anın keyfini çıkarmak, teknenin her bir noktasını kullanabilmek ve bunu yaparken de daha az tüketmek, çevreyi daha az kirletmek isteyen bir müşteri grubunun da sayısı git gide artıyor. Bu istekler, teknik açıdan geniş bir hizmet olanağı sunan, düşük hızdaki seyirlerde verimli olan, daha bağımsız, ancak motorların tüm gücünü kullanarak 20 knot hıza rahatlıkla çıkabilen yeni nesil teknelerin doğmasına yol açmış bulunuyor. Modern, çağdaş çizgilerle üretilen teknelerin iç tasarımında da farklı kromajlar (koyu/açık), değişik malzemeler (metal, deri, mermer ve ahşap), parlak veya opak, sırlı veya yaldızlı işlemeler görülebiliyor. Geçtiğimiz yılın fuarlarının ışığında, malzeme, görüntü ve performans açısından made in Italy damgalı üretimlere olan eğilimin tırmanışa geçtiğini söyleyebiliriz.