2025 Paris Fashion Week’ten; Kışkırtıcı Saint Laurent

Saint Laurent’in 2025 Sonbahar/Kış erkek koleksiyonu, Paris’teki tarihi Bourse de Commerce’de sergilendiği an, izleyicilere adeta bir sinematik deneyim sunarak, markanın gücünü ve estetik vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bourse de Commerce’in minimalist mimarisi, sergilenen koleksiyonla mükemmel bir uyum içinde, mekânın soğuk ve modern yüzeylerini, koleksiyonun zarif ama aynı zamanda güçlü karakteriyle harmanladı. Defilenin her anı, yalnızca moda dünyasında değil, sinemanın büyülü dünyasında da yankı bulacak bir atmosfer yarattı. Bu atmosfere, koleksiyonun güçlü görsel dili ve ardındaki sanatsal yaklaşımın katkısı büyüktü. Saint Laurent, hem geçmişin hem de geleceğin izlerini taşıyan bu koleksiyonla bir kez daha kendine özgü kimliğini pekiştirdi.

Zehra Gürsoy

Koleksiyonun tasarımında, markanın DNA’sına sadık kalınarak, zıtlıkların verimli gerilimi üzerinden derin bir anlam arayışı göze çarpıyordu. İleriye doğru evrilen estetik, geçmişin zarif ve cesur dokunuşlarını modern bir biçimde yeniden ele alıyordu. Anthony Vaccarello’nun kreatif direktörlüğündeki bu koleksiyon, markanın tarihsel mirasını yüceltmekle birlikte, yeni bir anlatı ve perspektif sunmayı başardı. Keskin hatlı takım elbiseler, deri detaylar ve geniş omuzlu ceketler gibi Saint Laurent’in imza ürünleri, koleksiyonun ana hatlarını oluştururken, aynı zamanda modern bir erkeğin gücünü ve zarafetini simgeliyordu. Ancak, defilenin ilerleyen dakikalarında, koleksiyonun evrimi daha da belirginleşti. Feminen dokunuşların yer aldığı maximalist kürkler ve brokar kumaş ceketler gibi sürpriz parçalar, bu zıtlıkları derinleştirerek, koleksiyonun içinde güçlü bir denge yaratıyordu.

Saint Laurent’in tarihine bakıldığında, markanın her zaman estetiksel anlamda zıtlıklarla oynadığını ve bu gerilimlerden güçlü bir kimlik inşa ettiğini görmek mümkün. Yves Saint Laurent’in Haute Couture ve Rive Gauche koleksiyonları, hem zarafeti hem de modernliğin keskin sınırlarını mükemmel şekilde harmanlamıştı. Bu miras, Anthony Vaccarello tarafından bir adım daha ileriye taşındı ve 2025 koleksiyonunda kendine zarif bir akışkanlık katılarak, sezgisel öğelerin vurgulandığı bir tasarım dili ortaya çıktı. Koleksiyon, aynı zamanda Robert Mapplethorpe’un etkileyici estetiğiyle şekillenen tehditkâr bir zarafeti de içinde barındırıyordu. Mapplethorpe’un sanatsal mirası, koleksiyondaki her parçada, hem provokatif hem de baştan çıkarıcı bir zarafeti yansıtacak şekilde tasarlandı. Bu etkileyici birleştirme, Saint Laurent’in modern erkek gardırobunu tanımlarken, markanın geçmişinden gelen güçlü bir çağrışım yaratmayı da başardı.

Koleksiyondaki beklenmedik eşleşmeler, markanın karakterinin ve kimliğinin zenginliğini ve belirsizliğini bir adım daha ileriye taşıdı. Bol tüylü paltoların keskin kruvaze ceketlerle cesurca birleştirilmesi, özgün bir karakter yaratırken, balıkçı çizmeleri andıran yüksek baldırlı deri botlar, koleksiyonun risk alabilen, cesur ve yaratıcı yapısını gözler önüne serdi. Her parça, birbiriyle ters köşe yaparak kombinlendi, ancak sonuçta ortaya çıkan estetik, her zaman uyumlu bir bütünlük içinde şekillendi. Bu birleşim, Saint Laurent’in geçmişin klasik kalıplarını kırarken, aynı zamanda modernliğin ve özgürlüğün getirdiği sınırları aşma çabasını simgeliyordu.

Bourse de Commerce’in minimalist çizgileri, koleksiyonun lüks ve sofistike tarzıyla mükemmel bir kontrast oluşturdu. Soğuk yüzeyler, yıpranmış parke zeminleri ve geçmişin izlerini taşıyan eski salonları, koleksiyonun modern dokunuşlarıyla bir araya gelerek mekânı koleksiyonun bir parçası haline getirdi. Bu etkileşim, defilenin şıklığına farklı bir katman ve boyut kazandırarak izleyicinin dikkatini sürekli olarak canlı tuttu. Ayrıca, devasa avizeler, Intercontinental Hotel’in 1975-2001 yılları arasındaki Haute Couture koleksiyonlarının sergilendiği balo salonlarına bir selam göndererek, geçmişle modern arasındaki köprüyü zarifçe kurdu.

Sonuç olarak, Saint Laurent’in 2025 Sonbahar/Kış erkek koleksiyonu, geçmiş ve geleceğin mükemmel bir şekilde birleştiği, estetik ve felsefi açıdan zengin bir deneyim sundu. Her parça, markanın tarihindeki her zaman var olan zıtlıkları, günümüz estetiğiyle buluşturmayı başarıyor. Bu koleksiyon, Saint Laurent’in hem geçmişin hem de modern dünyanın izlerini taşıyan ikonik duruşunu bir kez daha güçlendirdi.

Dergimiz her ayın ilk haftası Türk Telekom Dergilik, D&R, Remzi Kitabevi ve tüm seçkin marketlerde…