İngiltere’nin kültürel DNA’sına işlenmiş olan Burberry, 2025 festival sezonuna damga vurmaya hazırlanıyor. Kreatif Direktör Daniel Lee’nin yaratıcı vizyonuyla şekillenen yeni kampanya, müzikle iç içe geçmiş bir stil manifestosu sunuyor. Liam Gallagher, Goldie, Seungmin, Loyle Carner, Chy Cartier ve Cara Delevingne gibi güçlü isimleri bir araya getiren kampanya, Burberry’nin köklü mirasını çağdaş Britanya sahnesiyle buluşturuyor.
Zehra Gürsoy
Daniel Lee, kampanyayı “konser aralarındaki ve sahne dışı anlardan oluşan bir kolaj” olarak tanımlarken, projeye ait film ve portreler ise yönetmen Kim Gehrig ve fotoğrafçı Drew Vickers imzası taşıyor. Lee’ye göre, Burberry bu yaz yalnızca bir moda markası değil, aynı zamanda festivallerin olmazsa olmaz stil ifadesi.


Müzik ve Stil Bir Arada
Kampanyanın müzikle olan güçlü bağı, sadece isimlerle değil, aynı zamanda seçilen parçalarla da kendini gösteriyor. 1991 çıkışlı, Liquid grubunun kültleşmiş “Sweet Harmony” parçası, kampanya filminin duygusal ve ritmik temelini oluşturuyor. Breakbeat ve piyano tınıları eşliğinde geçmişin festivallerine saygı duruşu niteliği taşıyor. Liam Gallagher kampanyada yalnızca bir yüz değil, aynı zamanda Burberry’nin geçmişine duyulan saygının da bir sembolü. Sanatçı, 2018 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda Christopher Bailey tarafından tasarlanan ve kendisi için ikonikleşmiş olan Burberry parkasıyla kamera karşısına geçiyor. Bu özel parka, Temmuz ayından itibaren sınırlı sayıda yeniden satışa sunulacak. Goldie’nin sözleri ise kampanyanın ruhunu özetliyor:“Burberry her zaman Birleşik Krallık kültürünün bir parçası oldu… Check deseni bir ceketin iç kısmında başlar, sonra bir bakmışsınız ki tümüyle görünür hale gelmiş.”


Moda Endüstrisine Yön Veren Bir Anlatı
Bu kampanya yalnızca bir sezonluk koleksiyon sunmaktan öte, modanın müzikle olan organik bağını yeniden tanımlıyor. Dolayısıyla, Daniel Lee’nin liderliğinde Burberry, lüks moda ile sokak kültürü arasındaki çizgileri bilinçli olarak bulanıklaştırarak, markanın hem geçmişine hem de gelecek nesle köprü kuruyor. Burberry’nin bu hamlesi, moda endüstrisinde dikkatle izlenen birkaç ana trendle doğrudan uyumlanıyor. Nostaljik referansların yeniden yorumlanması, kültürel temsiliyetin merkezde olması ve moda markalarının kendilerini yaşam tarzı markalarına dönüştürme süreci ana trendin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Gen Z ve Y kuşağına hitap eden bu anlatı, Burberry’yi yalnızca bir giyim markası değil, kültürel konumlanması olan bir “ikona” dönüştürüyor. Ayrıca, markanın Gallagher ailesiyle olan iş birliği, sadece jenerasyonlar arası geçişi değil, aynı zamanda İngiliz rock estetiğinin modern yorumunu yansıtarak Burberry’nin zamansız ve kalıplara sığmayan marka kimliğini güçlendiriyor.Öte yandan bu durum markanın pazarda farklılaşmasını sağlayan önemli bir stratejik adım olarak da değerlendiriliyor.
Yeni Koleksiyon: İngiliz Ruhunun Yansıması
Festival sezonuna özel koleksiyon, Burberry’nin ikonik ekose desenini yenilikçi materyaller ve kesimlerle buluşturuyor. Jakarlı dokuma, kaplamalı kumaştan üretilmiş Highland çantalar; fonksiyonel ama sofistike pelerinler; Harrington ceketler ve gabardin parkalar koleksiyonun ana hatlarını oluşturuyor. Deri ceketler, polarlar ve trençkotlarla tamamlanan mini etek ve lastik çizme kombinasyonları, sahne arkası rahatlığını yansıtırken şıklığı elden bırakmıyor. 1980’lerden ilhamla geri dönen arşivsel “Knight” amblemi, bu sezon tişörtler ve ceketlerde zarif bir arma olarak yeniden hayat buluyor. Trikolarda baklava desenli dokular, denim ve jarse kumaşlarda ise ton-sur-ton Burberry ekosesi öne çıkıyor.
Fonksiyonellik ve Estetiğin Kesişimi
Aksesuar koleksiyonu da en az giyim parçaları kadar dikkat çekici: Marsh ve Moor yürüyüş botları, Urchin terlikler ve Matrix spor ayakkabılar koleksiyonun sportif yönünü güçlendiriyor. Ekoseli çapraz askılı çantalar ve yağmurluklardan ilhamla tasarlanmış kapitone modeller, fonksiyonellikle modayı buluşturuyor. Takı koleksiyonundaysa Britanya doğasının sembolleri olan kurbağa, at ve kalkan figürleri gümüş formda sunuluyor. Burberry, klasik çizgileri genç ve dinamik bir anlatıyla birleştirerek ürün gamını genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda “giyilebilir kültür” kavramına yeni bir anlam yüklüyor. Bu strateji, markanın global pazardaki sürdürülebilir büyümesini de destekleyen yaratıcı yönlerden biri olarak görülüyor.
Moda ve Müzik Birleşiminin Güçlü İmzası
Burberry’nin yeni kampanyası, sadece bir koleksiyon tanıtımı değil; aynı zamanda müzik, kültür ve stilin iç içe geçtiği bir deneyim sunuyor. Festival sezonunun enerjisini, geçmişin nostaljisi ve günümüz stil kodlarıyla bir araya getirerek, markanın İngiliz mirasını yeni nesillere taşıyor. Daniel Lee’nin kreatif liderliği, Burberry’nin yalnızca geçmişe yaslanmadığını, aynı zamanda geleceği şekillendiren bir güç haline geldiğini gösteriyor. Moda endüstrisi açısından bu kampanya, markalaşma, hikâye anlatıcılığı ve kültürel bütünleşme açısından örnek teşkil eden bir strateji olarak öne çıkıyor.
Kreatif Direktör: Daniel Lee
Sanat Yönetimi: Lane & Associates
Yönetmen: Kim Gehrig
Fotoğrafçı: Drew Vickers