Aydın Yatırım Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihad Aydın, sanayi kökenli geçmişinden ilham alarak şekillendirdiği liderlik yolculuğunu ve inşaat sektörüne getirdiği yenilikçi bakış açısını bu ayki sayımızda paylaşıyor. “Yaşam markası” anlayışıyla sektörde fark yaratan Aydın, geleneksel yapı üretiminin sınırlarını aşarak, sektörde yeni bir yaşam felsefesi inşa ediyor.
Disiplin, üretim kültürü ve uzun yıllar süren yöneticilik deneyimiyle şekillenen bir vizyon… Sanayi kökenli geçmişinden aldığı birikimi, bugünün ve yarının şehirlerine yön verecek projelere dönüştüren bir lider: Cihad Aydın.
AYD Otomotiv’de başlayan iş yaşamı, onu üretimin merkezinde şekillenen bir yöneticiden, yaşam tasarımı anlayışıyla hareket eden yenilikçi bir girişimciye dönüştürdü. 2016 yılında kurduğu Aydın Yatırım Grup ile sadece yapı üretmenin ötesine geçerek, insan odaklı ve sürdürülebilir bir kent vizyonunun temellerini atmaya başladı. Bugün, şirketin başında hem kentsel yaşamın dönüşümünü hem de yatırım anlayışını yeniden tanımlıyor.

Gentleman: Sizi daha yakından tanımak isteriz, Cihad Bey, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Cihad Aydın: 12 Temmuz 1988 tarihinde Konya’da doğdum. Uluslararası ticaret alanındaki eğitimime Macquarie University’de başladım ve lisans eğitimimi Anadolu Üniversitesi’nde tamamladım. Eğitim sürecimin ardından, aile şirketimiz olan AYD Otomotiv Endüstrisi’nde uzun yıllar yöneticilik yaptım. Bu deneyim, iş dünyasındaki vizyonumu şekillendirmemde önemli bir rol oynadı.
2016 yılında kendi girişimim olan Aydın Yatırım Grup’u kurarak iş dünyasında daha aktif bir rol üstlendim. Kurucusu olduğum bu yapıda, sürdürülebilirlik ve yenilikçiliği merkeze alan bir yönetim anlayışını benimsedim. Bu vizyon doğrultusunda şirketimizi kısa sürede etkin ve saygın bir yatırım grubuna dönüştürdük. Hali hazırda Aydın Yatırım Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevimi sürdürüyorum.

G: Sizi sanayi sektöründen inşaata taşıyan süreç nasıl gelişti?
C.A: Sanayici bir aileden geliyorum. Uzun yıllar otomotiv sektöründe, babamın ve amcalarımın kurduğu büyük bir üretim şirketinde bulundum. Ancak 2017 yılında yaşanan bazı kırılmalar beni yeni bir yol haritası izlememi sağladı. Sanayideki güçlü üretim kültürü bende kalıcı bir disiplin ve kalite anlayışı oluşturmuştu. Ben de bu anlayışı alıp inşaat sektörüne taşıdım.
Klasik müteahhitlik anlayışının dışında, her detayın önceden kurgulandığı, mühendislik disiplininin temel alındığı, insan odaklı ve yenilikçi bir ekip sistemi kurarak Aydın Yatırım Grup’u hayata geçirdim. O günden bu yana da “Ayrıcalıklı Yaşamların Geliştiricisi” mottomuzun arkasında duruyoruz.

G: Peki Inventum projeniz, bu vizyonun neresinde duruyor?
C.A: Inventum aslında bizim sektörle kurduğumuz ilişkinin geldiği en rafine nokta. Bu sadece bir proje değil; bizim yaşamı nasıl gördüğümüzü, nasıl tasarladığımızı ve insanlara nasıl değer sunduğumuzu anlatan bir “yaşam manifestosu”.
İsmini Latince “buluş, keşif” anlamından alıyor. Çünkü biz burada klasik konut projelerinin dışına çıktık. Lokasyon seçiminden mimarisine, sunduğu hizmetten sosyal etkisine kadar her detayı yeniden kurguladık.

G: Neyi farklı yaptınız?
C.A: Önce insanı merkeze aldık.
Inventum’da yalnızca evler yok; insanların konforlu, güvenli, sosyal ve üretken hissedebileceği bir yaşam atmosferi var.
Sadece 5 yıldızlı bir otelden beklenen hizmetleri entegre etmekle kalmadık; aynı zamanda bu hizmetlerin, kullanıcı deneyimini bozmadan ev yaşamına entegre edilmesini sağladık. Temizlik, concierge, güvenlik, sosyal alan yönetimi… Bunların hepsi görünmez ama etkili bir biçimde işliyor.
Ayrıca akıllı ev sistemlerinden dijital yaşam platformlarına kadar teknolojiyle konforu bütünleştirdik. Çünkü artık insanlar sadece “lüks” değil, zekice tasarlanmış yaşam alanları istiyor.

G: Peki Cihad Bey, belirlediğiniz bir hedef kitle mevcut mu? Kime hitap ediyorsunuz bu projede?
C.A: Klasik profillerin ötesindeyiz. Inventum’un üç temel hedefi var:
- Yeni nesil profesyoneller. Yoğun çalışan, zamanı değerli olan ve her şeyin organize olmasını isteyen bilinçli kullanıcılar.
- Aile kurmak isteyen ya da ailesiyle kaliteli vakit geçirmek isteyen bireyler. Güvenli, huzurlu ve çocuklarıyla birlikte sosyalleşebilecekleri alanlar arıyorlar.
- Bilinçli yatırımcılar. Artık insanlar “en ucuz nerede alırım” değil, “değer nerede kalıcı olur” sorusunu soruyor. Inventum burada sağlam bir cevap.
G: Projelerinizde sosyal yaşam alanlarına yönelik benimsediğiniz strateji ve yaklaşım nedir? Bu alandaki vizyonunuzu ve hedeflerinizi daha detaylı bir şekilde açıklayabilir misiniz?
C.A: Elbette. Biz bir bina yaparken aslında bir kültür inşa ediyoruz. Inventum’da sanatla iç içe, doğayla uyumlu, sosyal sorumluluğu olan bir yapı kurduk. Kadın girişimciler için destek alanları, çocuklar için ekolojik eğitim atölyeleri, çevreyle entegre açık etkinlik alanları…
Ben sadece yaşanabilir alanlar değil, yaşama değer katan topluluklar oluşturmak istiyorum. Komşuluk kavramını canlandırmak, üretken ilişkiler inşa etmek bizim için en az mimari kadar önemli.
G: Inventum’un marka konumlandırması oldukça güçlü ve özgün görünüyor. Bu başarının arkasında bilinçli bir strateji mi bulunuyor?
C.A: Kesinlikle. Biz bu projeyi klasik “lansman – satış” döngüsünün dışına taşıdık. İnsanların ev almadan önce o hayatı hissedebileceği deneyim alanları oluşturduk. Satış ekibimiz değil, yaşam danışmanlarımız var.
Ayrıca güçlü iş birlikleriyle içerik oluşturuyoruz. Sanat, gastronomi, eğitim, sağlık gibi alanlarda sektörün en saygın markalarıyla birlikte hareket ediyoruz.
G: Bu projeyi sizin perspektifinizden değerlendirirsek, Inventum’un sektördeki anlamı ve temsil ettiği değerler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
C.A: Inventum benim için bir yapı değil, bir duruştur.
Bu proje, sektörde nasıl fark yarattığımızın ve nasıl bir gelecek inşa ettiğimizin göstergesi. Biz sadece ev değil, insanları daha iyi bir yaşama kavuşturacak bir vizyon sunuyoruz. Ve bu vizyon bir gün, bu ülkenin şehir kültürünü dönüştüren simgelerden biri olacak. Gelecekte şehre bakan biri Inventum’u sadece mimarisiyle değil, temsil ettiği değerlerle hatırlayacak.
G: Inventum projeniz sonrasında gelecek dönemler için belirlediğiniz projeler var mı?
C.A: Elbette. Aslında şu an üzerinde çalıştığımız bir proje var. Henüz detaylarını paylaşmak için çok erken; ancak şunu net söyleyebilirim: Inventum bir başlangıçtı… Önümüzdeki süreçte hayata geçireceğimiz proje için; şehrin geçmişinde yer edinmiş, belli bir beklenti oluşturmuş bir alanla ilgili diyebilirim. Aslında şehir belleğinde yarım kalmış bir hikâyeyi tamamlamaya hazırlanıyoruz. Bu bizim için çok büyük bir sorumluluk, ama aynı zamanda büyük bir onur.
O projeyi düşündüğünüzde, insanlar geçmişte “keşke bu tamamlanabilseydi” diyordu. Biz şimdi o cümlenin sonunu getiriyoruz.
Ama bu kez sadece tamamlamak değil, başka bir seviyeye taşımak üzere yola çıktık.
Hikâyeyi olduğu yerden alıp, vizyonumuzu da katarak; çok daha güçlü, çok daha yaşayan bir yapıya dönüştürmek istiyoruz. Zaten Aydın Yatırım Grup olarak biz sadece inşa etmiyoruz… Tamamlıyoruz. Derinleştiriyoruz. Anlam katıyoruz.
Bu şehirde yaşayan herkesin “İyi ki yapıldı” diyeceği bir iş olacak.
G: Yine aynı ‘yaşam felsefesi’ yaklaşımı devam edecek mi?
C.A: Kesinlikle. Biz artık bina inşa etmiyoruz. Yaşam senaryoları yazıyor, onları inşa ediyoruz.
Yeni projede de aynı şekilde; kullanıcı davranışları, geleceğin yaşam trendleri, sosyal ihtiyaçlar ve şehrin kültürel dokusu üzerinden tasarlanmış bir yapı kurguluyoruz. Bu sadece bir yapısal tasarım değil; bir deneyim, bir aidiyet ve en önemlisi bir duruş.
G: Başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz Cihad Bey? Bir proje ya da iş anlayışında ulaşılması gereken nihai hedef ve değerler sizce nelerdir?
C.A: Benim için başarı, bir binanın ruh kazandığı an başlar. İçine giren insanlar “burada sadece yaşamıyorum, kendimi geliştiriyorum” diyorsa, o proje başarılıdır.
Şirket olarak da başarıyı sadece ekonomik ölçütlerle değil, topluma katkı, sektöre örnek olma ve geleceğe bir iz bırakma üzerinden değerlendiriyoruz.
G: Sektöre ve özellikle genç girişimcilere yönelik bir tavsiyeniz ya da mesajınız var mı?
C.A: Cesur olun. Klişelere teslim olmayın.
İşin kolayına kaçmak sizi ortalama yapar.
Ama bir sektörü dönüştürmek istiyorsanız önce kendinizi dönüştürmeniz gerekir.
Ben bunu sanayiden inşaata taşıdım. Genç girişimciler de kendi yollarında bu cesareti gösterebilmeli. Çünkü gelecek, sadece büyük düşünenlerin değil; büyük düşünen ve sabırla uygulayanların olacak.