Rolls-Royce kültürel, politik ve dünya tarihinin en önemli anlarında yer alan, dünyada üst düzey lüksün simgesi Phantom’un 100. yılını kutluyor. Seçkin sahipleri aracılığıyla çağdaş kültürü yansıtan ve şekillendiren görkemli Phantom modellerinin köklü tarihine vurgu yapıyor.
1925’ten beri, başarının en bilinen simgesi olarak anılan Phantom, sekiz nesil boyunca, kraliyet ailesinden liderlere, sanatçılardan sanayi dünyasının öncülerine kadar birçok ismi taşıyarak, modern tarihin en önemli anlarına tanıklık etti. Zamansız zarafetiyle saygı gören ikonların en ikonik olanı Phantom, etkileyiciliğin, seçkin zevkin ve kişisel tarzın en güçlü ifadesi haline gelerek, lüks dünyasının zirvesinde rakipsiz bir konum elde etti.

Rolls-Royce tasarımcıları, Phantom’un kültürel mirasını onurlandırmak amacıyla, yüzüncü yılına özel sekiz tane sanat eseri yarattı. 1910’da Spirit of Ecstasy’nin yaratıcısı Charles Sykes’a verilen, müşterilerin yaşam tarzlarını yansıtan mekanlarda Phantom’u tasvir eden yağlı boya tablolar üretme görevinin ilhamıyla hazırlanan bu eserler, Phantom’un son yüzyılda dokunduğu farklı yaşamları ve dünyaları yansıtıyor. Rolls-Royce, Phantom isminin yüzüncü yılını kutlarken, Phantom’un görkemli mirasını ve bu mirasın parçası olan rol aldığı etkileyici hikayelerden sadece bazılarını anımsıyor.
Otoritenin Simgesi
İkinci Dünya Savaşı’nın büyük komutanlarından Mareşal Bernard Law Montgomery, gösterişten uzak yaşam tarzı nedeniyle “Spartalı General” olarak anılıyordu. Konfor adına yaptığı tek taviz, kişisel ulaşım aracıydı. İmajın ve sembollerin gücünü fark eden “Monty”, kalıcılığı, sağlamlığı ve güvenilirliği ifade etmek için iki adet Phantom III kullandı ve askerlerine en zor zamanlarda bile onların yanında olacağına dair net bir mesaj verdi. Haziran 1944’te D-Day hazırlıkları sırasında Monty, sahip olduğu Phantom’lardan birini Winston Churchill, General Eisenhower ve hatta Kral VI. George’u Hampshire’daki Müttefik Sefer Kuvvetleri Yüksek Karargahı’ndaki toplantılara götürmek için kullandı. Savaştan sonra, diğer Phantom’unu Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda Başbakanlarını taşımak için kullandı.

Kraliyet Ailesi’nin Vazgeçilmezi: Phantom’lar
Modern dünyanın dönüm noktalarında yer alan Phantom’lar, İngiltere’de özellikle kraliyet saraylarında ayrıcalıklı bir konumda. 1948’de Edinburgh Dükü ve Prenses Elizabeth için üretilen ilk Phantom IV, “Maharajah of Nabha” kod adıyla tarihe geçti. Kraliyet Ailesi, daha sonra bir Phantom IV, iki Phantom V ve iki Phantom VI sipariş etti. Bunların en ünlüsü, 1977’de Kraliçe II. Elizabeth’in tahta çıkışının 25. yılı anısına verilen Silver Jubilee Phantom VI oldu. Bu araç, 2011’de Cambridge Dükü ve Düşesi’nin düğününde de kullanıldı.
Phantom V: Kıtalararası Gücün Simgesi
1966’da Şeyh Zayed Bin Sultan Al Nahyan’a özel teslim edilen Phantom V, hem Abu Dhabi liderlik töreninde hem de 1971’de BAE’nin kuruluş ilanında önemli rol oynadı. Phantom V, İngiliz diplomatlar için de prestij aracıydı. Tokyo’dan Washington’a birçok başkentte hizmet verdi. Eski Paris Büyükelçisi Sir John Fretwell, “Rolls-Royce’um Élysée Sarayı’nda kapıları açtı,” sözleriyle aracın etkisini özetledi. 5.8 metre uzunluğundaki bu modelin, İngiltere’de parkmetre aralıklarının yeniden düzenlenmesine bile neden olduğu iddia ediliyor.

John Lennon ve Efsanevi Phantom V
1964’te John Lennon, A Hard Day’s Night albümünün başarısını kutlamak için tamamen siyah bir Phantom V sipariş etti. Bu araç, İngiltere’de camları karartılan ilk otomobillerden biri oldu. Lennon, “Camları kapatınca hâlâ kulüpteymiş gibi hissediyorsun” demişti.
Ancak asıl efsane, 1967’de geldi. Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band albümünden önce Phantom sarıya boyandı, üzerine çiçek desenleri ve burç sembolleri eklendi. Araç, Aşk Yazı’nın simgelerinden biri haline geldi. Lennon’a göre, bir kadın bu tasarıma öfkelenip araca şemsiyeyle saldırmıştı.
Phantom’un Hollywood Yolculuğu
Rolls-Royce Phantom, Hollywood’un gözdesi oldu. Warner Bros’un kurucularından Jack Warner’ın yanı sıra Fred Astaire, Greta Garbo ve Mary Pickford gibi yıldız isimler Phantom sahibi oldu. 1964 yapımı Goldfinger filminde kötü karakterin altın kaçırdığı sahnede Phantom III yer aldı. Rolls-Royce, filmin 60. yılına özel, aynı renklerde tasarlanan Phantom Goldfinger’ı üretti. Aynı yıl vizyona giren The Yellow Rolls-Royce filminde ise Rex Harrison, Ingrid Bergman ve Omar Sharif gibi yıldızlara 1931 model Phantom II eşlik etti. Film müziği “Forget Domani” Altın Küre kazandı ve Frank Sinatra tarafından seslendirildi. Sinatra da bir Rolls-Royce sahibiydi.
Kralın Seçimi: Elvis İçin Bir Phantom
Popüler kültürün diğer devleri de dünya çapında ünleri arttıkça Phantom’a yöneldi. “The King” Elvis Presley, 1963 yılında Phantom V satın aldı. Aracında, özel üretim bir mikrofon ve arka kol dayamasına yerleştirilmiş yazı seti bulunuyordu. Annesinin tavukları, kendi yansımalarını gagalayarak Midnight Blue rengindeki parlak kaplamaya zarar verince, Elvis aracını kusurların görünmediği Silver Blue rengine boyattı. Elvis, 1986 yılında aracını bir hayır kurumuna bağışladı ve bu jest, Leonard Cohen ve Was (Not Was) tarafından yazılan “Elvis’s Rolls-Royce” şarkısına ilham oldu.
Başarıda Yeni Dönem
Phantom VII’nin 2000’li yılların başında çıkışı, kendi başarısını yaratan girişimcilerin, küresel ünlü kültürünün ve sosyal medyanın yükselişiyle aynı döneme denk geldi. Geleneksel lüks anlayışından uzaklaşan yeni nesil, yalnızca başarılarını değil, kişiliklerini de ifade etmek istediler ve Phantom onlar için mükemmel bir ifade alanı oldu. Tam bir döngü içinde, yeni sektörlerde servet kazanan birçok kişi, Phantom satın almayı tercih etti ve bu deneyimlerini televizyon, Facebook, Instagram ve Youtube gibi sosyal medya platformlarında dünyayla paylaştı. Varlığı giderek büyüyen Phantom, ödül törenleri ve gala etkinliklerinin vazgeçilmezi haline geldi; sahiplerine kırmızı halıda doğal bir zarafetle görkemli bir giriş sağladı. 2012 yılında Londra Olimpiyatları’nın kapanış töreninde üç özel üretim Phantom Drophead Coupe’nin sürpriz olarak sahneye çıktı. Bu görkemli an yüz milyonlarca kişiye canlı yayınlandı ve Phantom böylece sosyal medyada kendi başına parlayan bir yıldız oldu.
Günümüzde Phantom
Bugün, sekizinci neslinde, Phantom etkileyici duruşun ve kararlılığın en üst düzey ifadesi olmaya devam ediyor. Çevresindeki dünyayı yansıtmaya ve şekillendirmeye devam ederken, dönemlerini tanımlayan bireyleri kendine çekiyor. Her yeni ve giderek daha da ayrıntılı tasarlanan Bespoke (özel üretim) siparişi; güç, kültür, etki ve kişisel ifadenin olağanüstü hikayesine yeni bir bölüm daha ekliyor.
Phantom’un bir araçtan çok daha fazlası olduğunu ifade eden Chris Brownridge (Chief Executive, Rolls-Royce Motor Cars), sözlerine şöyle devam etti: “Yüzyıllar boyunca Rolls-Royce’un zirvesi olan Phantom, çevresindeki dünyayı yansıtan ve onu etkileyen kültürel bir fenomendir. İlk günlerinden itibaren Phantom, başarıya ulaşanların en çok arzuladığı ödüllerden biri ve küresel arenada güç ile prestijin etkileyici bir simgesi oldu. Her şeyden önce, Phantom sahiplerine kişisel ifadelerini yansıtma imkanı sundu ve çoğu zaman kendi başına bir sanat eserine dönüştü. Bespoke’un zirvesi olan Phantom, her kültürden büyüleyici hikayelerle tasarlandı. Bu hikayeler ve onların ilhamıyla tasarımcılarımızın yarattığı zarif eserler, Phantom’un olağanüstü etkisini, onunla özdeşleşen dünyayı değiştiren insanları ve olayları gözler önüne seriyor.”