Beklenen haber Dior’dan geldi. Jonathan Anderson, Dior Men’in yeni creative direktörü oldu. Kim Jones’un koltuğunu devralan Anderson, un Dior’a neler katacağı merak uyandırıyor.
Zehra Gürsoy
Jonathan Anderson’un tasarım anlayışı, zanaatkârlıkla sanatı ustaca harmanlayan ve sınırları zorlayan cesur bir çizgide ilerliyor. Moda dünyasında estetik kavramına getirdiği özgün yorum ve deneysel formlarıyla kendi çağının ötesinde bir tasarım dili oluşturmayı başaran Anderson, bu tavrıyla yalnızca trendleri takip etmekle kalmıyor, kendine özgü vizyonuyla yeni bir anlayış yaratıyor .

Geçtiğimiz ay, 11 yıl boyunca kreatif direktörlüğünü yürüttüğü Loewe’den ayrıldığını açıklayan Anderson, geride moda dünyasında iz bırakan bir döneme imza atmış oldu. 2013 yılında, LVMH grubunun JW Anderson markasından azınlık hissesi satın almasının ardından Madrid merkezli, köklü İspanyol deri markası Loewe’nin kreatif direktörlük koltuğuna gelen Anderson, markanın DNA’sını büyük bir hassasiyetle ele aldı. Markanın geleneksel zanaatkârlığını koruyarak, onu çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumladı ve dolayısıyla Loewe’yi küresel ölçekte saygı gören bir lüks moda devine dönüştürdü.
Anderson’un liderliğinde Loewe, sadece estetik anlamda değil, iş gücü performansı açısından da olağanüstü bir büyüme yaşadı. Pazar kaynaklarına göre, Anderson döneminde markanın yıllık gelirleri yedi kat artarak 2 milyar euro sınırına yaklaştı. Bu büyümenin temelinde, Anderson’un sanatsal vizyonu, koleksiyonlarına kattığı kavramsal derinlik ve zanaatkârlığa verdiği büyük önem yatıyordu. Her koleksiyonunda geleneksel el işçiliğini modern tasarım anlayışıyla buluşturarak hem markanın köklerine sadık kaldı hem de onu yeni bir nesil için heyecan verici hale getirdi.
Bugün moda dünyası, Jonathan Anderson’un yeni durağı olan Dior’da nasıl bir etki yaratacağını büyük bir merakla bekliyor. Fransız modaevi Dior, köklü couture mirası ve zarafet anlayışıyla tanınırken, Anderson’un avangart estetiği ve kavramsal yaklaşımı bu tarihi mirasa yeni bir soluk getirecek gibi görünüyor. Bu iki güçlü tasarım vizyonunun nasıl bir sentez oluşturacağı, şimdiden büyük bir beklenti yaratmış durumda.
Jonathan Anderson’un Dior’daki yeni dönemiyle ilgili ilk ipuçları için moda dünyasının gözleri Haziran ayında düzenlenecek Paris Moda Haftası’na çevrilmiş durumda. Burada sergilenecek koleksiyon, sadece Dior’un gelecekteki bakışı hakkında fikir vermekle kalmıyor, aynı zamanda Anderson’un kendi tasarım evreninin yeni bir evresine işaret edeceğe benziyor. Moda dünyasında gözler, bu yaratıcı buluşmanın ortaya çıkaracağı estetik devrimde…