Yorgun bakışları silen göz kapağı estetiği, yüz ifadesine anında tazelik ve sofistike bir ışık katıyor. Modern profesyonelin imza dokunuşu artık daha keskin ve daha özgüvenli.
Yoğun iş temposu, bitmeyen toplantılar ve ekran karşısında geçen uzun saatler… Modern hayatın bu kesintisiz akışı yalnızca zihinsel değil, yüz ifadesi üzerinde de iz bırakıyor. Özellikle göz çevresinde oluşan torbalanma, sarkma ve solgun bakışlar, kişinin olduğundan daha yorgun ve daha yaşlı görünmesine sebep olabiliyor. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Burak Pasinlioğlu’na göre göz kapağı estetiği hem görünümü hem de ruh hâlini yenileyen en etkili dokunuşlardan biri. Pasinlioğlu, bu uygulamanın son yıllarda beyaz yaka profesyoneller arasında kendine yapılan seçkin bir yatırım olarak öne çıktığını vurguluyor. Biz de bu dönüşümü ve sürecin detaylarını kendisiyle konuştuk; merak ettiklerimizi sorduk.

Göz kapağı estetiği nedir, kimler için uygundur?
Göz kapağı estetiği hem fonksiyonel hem estetik anlamda yüz ifadesini değiştiren en güçlü müdahalelerden biri. Hastalarımdan sıkça duyduğum cümle şu oluyor: “Hocam, artık daha az yorgun görünüyorum.” Bu bile operasyonun ne kadar doğru bir etki yarattığını anlatıyor. Göz kapağı estetiği hem üst hem alt göz kapaklarında biriken fazla deri, kas veya yağ dokusunun çıkarılmasıyla daha dinç bir ifade kazandırmayı hedefleyen bir işlem. Uykusuzluk, stres, genetik yatkınlık veya yaşlanma etkisiyle bu bölgede torbalanma ve sarkma görülebilir. Aslında yaş değil, görünüm belirleyicidir. Kendini sürekli yorgun ve uykusuz görünümlü hisseden herkes bu operasyondan fayda görebilir.

Son dönemde beyaz yaka çalışanlar arasında göz kapağı estetiğine ilgi neden arttı?
Çünkü artık iş hayatında “kendini iyi hissetmek” bir lüks değil, bir gereklilik. Uzun saatler ekran karşısında çalışan, sürekli toplantılara katılan profesyoneller için yüz ifadesi; özgüven, dinamizm ve güvenilirlik algısının bir parçası hâline geldi. İnsanlar yorgun görünmek istemiyor. Bu nedenle göz kapağı estetiği beyaz yaka dünyasında adeta bir “yatırım” olarak görülüyor.
İş hayatının yoğun temposu göz çevresinde ne tür deformasyonlara neden oluyor?
Ekran ışığı, uyku düzensizliği ve kronik stres; göz çevresinde ödem, morluk ve sarkmalara yol açıyor. Bu da kişiye daima “bitkin” bir ifade veriyor. Özellikle alt kapak torbaları ve üst kapak düşüklüğü, kişinin olduğundan daha yaşlı ve yorgun görünmesine sebep oluyor. Cerrahiyle bu deformasyonları giderdiğinizde, kişi sadece gençleşmiyor, aynı zamanda daha “dinç” bir enerjiye kavuşuyor.
Yorgun, uykusuz veya stresli bir görünüm iş hayatında nasıl algılanıyor?
Maalesef iş hayatında ilk izlenim hâlâ çok önemli. Yorgun bir yüz bazen yanlış bir mesaj verebilir; “tükenmişlik”, “motivasyon eksikliği” veya “stresli kişilik” gibi algılar oluşabilir. Halbuki kişi sadece fiziksel olarak yorgundur. Bu yüzden özellikle yönetici pozisyonundaki kişiler, göz çevresindeki bu ifadeyi düzeltmeyi tercih ediyor. Çünkü dinç görünmek, kendini daha iyi ifade etmenin bir yolu hâline geldi.
Göz kapağı estetiği profesyonel imajı nasıl etkiler?
Çok net söyleyebilirim: Daha açık, daha net bir bakış profesyonel duruşu güçlendirir. Göz kapağı estetiği sonrasında kişi aynaya baktığında “kendini yeniden hatırlıyor.” Bu hem özgüveni hem de işteki iletişimi pozitif yönde etkiliyor. Çünkü artık yüz, yorgunluğu değil; dikkati, canlılığı ve güveni yansıtıyor.
İyileşme süresi ne kadar sürer, çalışan biri için planlama nasıl yapılmalı?
Üst göz kapağı estetiğinde genellikle 5–7 gün içinde kişi sosyal hayata dönebilir. Alt kapak operasyonlarında bu süre biraz daha uzayabilir. Ancak günümüzde minimal invaziv teknikler sayesinde morluk ve şişlikler çok daha kısa sürede geçiyor. Yoğun çalışan hastalarıma genellikle cuma günü ameliyat planlıyoruz, bir hafta sonra toplantısına bile dönebiliyor.
İşten uzun süre ayrı kalmak istemeyenler için hangi yöntemler tercih ediliyor?
Göz kapağı estetiği sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır. Genellikle birinci haftada dikişler alınır ve ikinci haftanın sonunda morluk ile şişlikler büyük oranda azalır. Çoğu hasta, bu dönemde günlük yaşamına rahatlıkla dönebilir. Ameliyat istemeyen ya da daha hafif bir yenilenme arayan kişiler içinse, cerrahi kadar etkili olmasa da cilt kalitesini artıran ve sıkılaşma sağlayan lazer ve mezoterapi uygulamaları da alternatif olarak değerlendirilebilir.
Ameliyatsız alternatifler etkili midir?
Elbette, ancak beklentiye göre değerlendirmek gerekir. Hafif sarkmalarda veya ince kırışıklıklarda botoks uygulaması, enerji bazlı cihazlar veya göz altı ışık dolgusu gayet etkili olabilir. Fakat fazla deri veya torbalanma varsa cerrahi tek çözüm. Benim yaklaşımım daima şu şekilde: “Ne gerekiyorsa onu yap, ama gereğinden fazlasını asla yapma.”
Göz kapağı estetiği yaptıran çalışanlar görünüm değişikliğinden sonra nasıl hissediyor?
En sık duyduğum ifade şu: “Artık aynadaki yorgun kişiye bakmıyorum.” Kişi fiziksel olarak gençleştiğini değil, enerjisinin geri geldiğini hissediyor. Bu, estetik cerrahinin en güzel tarafı. Çünkü işlem sadece yüzü değil, duyguyu da tazeliyor.
Daha enerjik ve genç bir ifade, özgüveni ve iş performansını etkiliyor mu?
Kesinlikle. Özgüven, estetik cerrahinin görünmeyen ama en kalıcı etkisidir. Kişi kendini iyi hissettiğinde iletişimi, konsantrasyonu, hatta karar verme biçimi değişiyor. Bu da doğal olarak iş performansına yansıyor. Göz kapağı estetiği aslında küçük bir dokunuşla büyük bir enerji dönüşümü yaratıyor.
Estetik yaptırma kararı iş arkadaşları veya yöneticilerle ilişkilerde nasıl karşılanıyor?
Artık estetik yaptırmak gizli bir konu olmaktan çıktı. İnsanlar bunun bir “bakım” ve “kendine yatırım” biçimi olduğunu kabul ediyor. Özellikle beyaz yaka dünyasında bu karar, olumsuz değil, bilinçli bir adım olarak görülüyor. Zaten iyi yapılmış bir işlem dikkat çekmez, sadece “sen bugün çok iyi görünüyorsun” dedirtir. Asıl amaç da budur.

