Tommy Hilfiger, İlkbahar 2025 kampanyasında Tayland eğlence dünyasının yükselen yıldızları Pond, Phuwin, Gemini ve Fourth’u yeniden bir araya getirerek, klasik Amerikan stiline kültürel çeşitlilik ve bireysellik katan güçlü bir mesaj veriyor. T-Wave (Tayland Dalgası) akımının öncüsü olan bu dört genç yetenek, markanın zamansız prep mirasını özgün tarzları ve enerjileriyle yeniden yorumluyor.
Bir PVH Corp. [NYSE: PVH] şirketi olan Tommy Hilfiger, T-Wave (Tayland Dalgası) eğlence akımının en heyecan verici yıldızları Pond, Phuwin, Gemini ve Fourth ile iş birliğini devam ettirerek İlkbahar 2025 kampanyasının yüzleri olduklarını duyurdu. T-Wave akımının ikonları olarak markanın prep stiline kendi özgün tarzlarını, canlı enerjilerini ve varlıklarını katan dörtlü sanatçılığı, bireyselliği ve öz ifadeyi kutlayan küresel Tommy ailesinin vizyonunu güçlendiriyor.

Fenomen K-Pop grubu Stray Kids’in başrolde olduğu iddialı bir kampanyayla İlkbahar 2025 sezonunu açan Tommy Hilfiger, şimdi T-Wave akımının yıldızlarıyla eğlence dünyasının etkisini kutlamaya devam ediyor. Yolculuk sürerken Pond, Phuwin, Gemini ve Fourth’un kattığı Tayland yaratıcılığıyla modern moda yeni bir yönde evriliyor.
Kolejli Klasiklere Modern Bir Denizci Yorumu
Tommy Hilfiger’ın İlkbahar 2025 koleksiyonu, markanın köklü prep (kolejli) mirasını modernize eden güçlü bir tasarım diliyle karşımıza çıkıyor. Koleksiyon, Tommy Hilfiger’ın ikonik denizcilik tutkusunu yeniden yorumlayarak; çizgili desenlerin hâkim olduğu dokulu kazaklar, rafine gömlekler ve yelkenci dokunuşlarla bezeli parçalardan oluşuyor. Geleneksel kolejli ceketler, modern kesimlerle bir araya getirilerek sofistike ama rahat bir görünüm yaratıyor. Dış giyim katmanlarında öne çıkan dokulu kumaşlar ve yalın tasarımlar, sezonun şıklık anlayışını zahmetsiz bir özgüvenle buluşturuyor. Koleksiyon, aynı zamanda Hilfiger stilinin temel taşlarını oluşturan net hatlar, kaliteli kumaşlar ve detaylara gösterilen özenle dikkat çekiyor. Şık ama gündelik kullanılabilirliği olan bu parçalar; gençliğin dinamizmine, bireysel ifade gücüne ve kültürler arası bağlara selam duruyor. Tommy Hilfiger, bu koleksiyonla yalnızca bir moda çizgisi sunmakla kalmıyor; aynı zamanda markanın köklerine sadık kalarak prep stilini bugünün enerjisiyle yeniden tanımlıyor. Pond, Phuwin, Gemini ve Fourth’un taşıdığı parçalar, klasik Amerikan estetiğine Tayland esintili yaratıcı bir bakış getiriyor.

“Pond, Phuwin, Gemini ve Fourth, kendi yarattıkları akımlara öncülük ediyor,” diyen Tommy Hilfiger, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hikâye anlatma becerileri, yetenekleri ve hayranlarıyla kurdukları güçlü bağ sayesinde; çeşitliliği, yaratıcılığı ve ortak deneyimleri kutlayan, kültürler ötesi bir topluluk inşa ediyorlar. Klasik Amerikan stilini yeni nesil için yeniden tanımlarken, bu yolculukta onların da bizimle olmalarından büyük heyecan duyuyorum.”
Bu iş birliğiyle ilgili Pond ise; “Bu kampanyanın bir parçası olmak bana kendimi en gerçek şekilde ifade etme özgürlüğü verdi. Moda sadece ne giydiğinizle ilgili değil, kim olduğunuzun da bir yansıması. Tommy Hilfiger ile çalışırken kendimi olanca rahatlığımla kabul edebileceğimi hissetmek inanılmaz bir duygu” şeklinde konuştu.
Phuwin da; “Bu iş birliği, modanın ötesinde bağlantıyla ilgili. Kültürümüzün dünyanın her yanından insanlarda karşılık bulduğunu gördüğüm ve bunu Tommy Hilfiger ile temsil edebildiğim için her zaman minnettar olacağım. Bu yolculuğa devam etmek ve bizi destekleyen herkesle bu anı paylaşmak beni çok heyecanlandırıyor” dedi.
Gemini, kampanyada yer almanın kendisi için ne kadar özel bir anlam taşıdığını şu sözlerle dile getiriyor: “Tommy Hilfiger’ın klasik unsurları alıp onlara yenilikçi bir bakış açısı kazandırmasını çok seviyorum. Ben de yaratıcı süreçlerimde bu yaklaşımı benimsiyorum. Bu kampanyanın bir parçası olmak, kişiliğimi zamansız bir boyutta ifade edebilmemi sağladığı için benim için gerçekten özel bir deneyim.”
Fourth ise markayla olan iş birliğini kişisel gelişimi açısından da anlamlı bulduğunu belirtiyor:
“Tommy Hilfiger ile çalışmak, bana özgüvenimi artırma, yaratıcılığımı geliştirme ve kendime bakışımı dönüştürme fırsatı sundu. Klasik tarzı bireysellikle harmanlayan bir markanın parçası olmak harika bir his. Bu yolculuğun bizi nereye götüreceğini görmek için heyecan duyuyorum.”