Deneyim Odaklı Liderlik

İstanbul’un kalbinde, Boğaz manzarasıyla öne çıkan Swissôtel The Bosphorus, yalnızca konaklama değil, şehirdeki sosyal ve gastronomik yaşamın da merkezi konumunda. Gentleman Türkiye olarak, Swissotel the Bosphorus Istanbul’un 2024 yılında görevi devrelan Genel Müdürü Utkan Gülaçtı ile bir araya gelerek kendisinin kariyer yolculuğundan otelcilik vizyonuna, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik yatırımlarından misafir deneyimini önceliklendiren yönetim anlayışına kadar pek çok konuya Swissotel the Bosphorus Istanbul’da keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Swissotel The Bosphorus Istanbul’un yaklaşık bir yıldır Genel Müdürlüğünü üstlenen Utkan Gülaçtı, 2016 yılında Swissotel markası ile yolları kesişene dek KPMG, PepsiCo ve Fiba Group gibi uluslararası şirketlerde finans yönetimi görevlerinde bulundu. Uzun yıllar finans sektöründe edindiği deneyimle otelcilik dünyasına adım atan Gülaçtı, kariyer yolculuğu, Swissotel The Bosphorus’daki vizyonu ve sektöre dair pek çok detayı hem profesyonel hem de kişisel perspektifiyle bizimle paylaşıyor.

Gentleman Türkiye: Utkan Bey, yaklaşık 2 yıldır Swissotel The Bosphorus Istanbul’un Genel Müdürlük görevini üstleniyorsunuz. Sizi biraz daha yakından tanımak isteriz. Kariyer yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?

Utkan Gülaçtı: ODTÜ Ekonomi mezunuyum. Kariyerime 2004 yılında KPMG Türkiye’de şirket satın alma birleşmeleri danışmanlığı alanında başladım. Sonrasında PepsiCo Avrupa operasyonlarında farklı finans ve proje yönetimi rollerinde bulundum. Fiba Group’ta Finansal Kontrol Başkanı olarak görev yaptım. 2016 yılında Swissôtel ailesine katıldım, Finans ve İş Desteği Direktörü olarak görev aldım. Eylül 2024 itibarıyla ise Swissôtel The Bosphorus Istanbul’un Genel Müdürü olarak görev yapmaya başladım. Bu yolculuk bana hem finans hem de operasyonel anlamda geniş bir perspektif kazandırdı.

G: Swissotel markası ile yollarınız nasıl kesişti?

U.G.: 2016’da Swissôtel ailesine katıldım. Swissôtel The Bosphorus, Türkiye’nin en önemli otellerinden biri ve bu markanın parçası olmak benim için çok kıymetliydi. Finans ve iş desteği tarafında başladığım yolculuk, bugün genel müdürlük sorumluluğuyla devam ediyor.

G: Kariyerinizin uzun bir bölümünü finans alanında sürdürdüğünüzden bahsettiniz. Peki, kariyerinizdeki bu geçmiş tecrübeleriniz otelcilik sektöründe size ne gibi avantajlar sağlıyor?

U.G.: Kariyerimin önceki yıllarında edindiğim disiplin ve analitik yaklaşım, otelcilik sektöründe özellikle operasyonel verimlilik ve stratejik yönetim konularında bana önemli avantajlar sağlıyor. Bu geçmiş sayesinde otel operasyonlarını yürütürken yalnızca günlük akışa değil, aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilir başarıya da odaklanabiliyorum. Misafir deneyimini en üst seviyeye taşırken, operasyonların her aşamasında bütüncül bir bakış açısıyla hareket edebilmek benim için en büyük kazanım oldu.

G: Swissotel The Bosphorus Istanbul, yalnızca İstanbul’un değil Türkiye’nin de en önemli otellerinden biri. Böylesine önemli ve sektörde yer edinmiş bir markada çalışmak nasıl hissettiriyor?

U.G.: Böylesine ikonik bir markanın liderliğini üstlenmek hem gurur hem de sorumluluk veriyor. Burada çalışmak, şehre ve misafirlerimize değer katma motivasyonunu her gün daha da artırıyor.

G: Bu sezon turizm sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

U.G.: 2025 sezonu turizm açısından oldukça hareketli geçti. İstanbul’un uluslararası cazibesi her geçen yıl artıyor. Biz de Swissôtel olarak bu yoğun talebe yüksek servis kalitesi ve zengin deneyimlerle yanıt veriyoruz. Özellikle gastronomi ve etkinlik odaklı turizmin öne çıktığını söyleyebilirim.

G: Swissotel yalnızca bir otel olmanın ötesinde 16 Roof, Madhu’s, Chalet Garden gibi İstanbul’un en dinamik mekanlarına da ev sahipliği yapıyor. Peki, Swissotel The Bosphorus Istanbul’da son zamanlarda ne gibi değişiklikler var? Konukları neler bekliyor?

U.G.: Swissôtel, sadece konaklama sunan bir otel değil; aynı zamanda şehrin sosyal yaşamının kalbinde yer alan bir destinasyon. 16 Roof’un enerjisi, Madhu’s’un sofistike lezzetleri ve Chalet Garden’ın samimi atmosferi misafirlerimizin en çok tercih ettiği alanlar. Bunun yanında dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve kişiselleştirilmiş hizmetlere büyük yatırımlar yapıyoruz. Konuklarımız Swissôtel’de artık çok daha çevre dostu ve kişiye özel deneyimler buluyor.

G: Genel Müdür olarak Swissotel The Bosphorus Istanbul’da bir gününüz nasıl geçiyor?

U.G.: Günüm erken saatlerde operasyonun genel değerlendirmesiyle başlıyor. Daha sonra ekiplerle toplantılar yapıyor, departmanların akışını gözden geçiriyorum. Misafirlerle birebir iletişim kurmaya ayrıca önem veriyorum çünkü her şeyin merkezinde onların deneyimi var. Günümün önemli bir kısmını da uzun vadeli projeler ve stratejilere ayırıyorum.

Gentleman Türkiye: Biraz da iş dışına çıkalım… Hobilerinizden bahsedebilir misiniz?

Utkan Gülaçtı: Seyahat etmeyi ve gastronomi deneyimlerini keşfetmeyi çok seviyorum. Farklı kültürler, mutfaklar ve şaraplar ilgi alanım. Ayrıca spor, hayatımda düzenli olarak yer verdiğim bir alışkanlık; bana enerji ve denge sağlıyor.

G: Bir otel yöneticisi olarak, favori seyahat rotlarınız nelerdir?

U.G.: Akdeniz destinasyonlarını çok seviyorum; özellikle İtalya ve İspanya benim için gastronomi açısından ilham verici. Aynı zamanda doğa ile iç içe olabileceğim rotaları da tercih ediyorum. Seyahatler benim için sadece dinlenme değil, aynı zamanda gözlem ve öğrenme fırsatı.

G: Seyahatlerinizde hizmet alırken en çok nelere dikkat edersiniz?

U.G.: En önemlisi, samimiyetle sunulan kaliteli hizmet. Küçük detaylara gösterilen özen, misafire özel hissettiren kişiselleştirilmiş yaklaşım ve doğru iletişim benim için fark yaratıyor. Aynı bakış açısını Swissôtel’de de misafirlerimize yansıtmaya çalışıyoruz.

Dergimiz her ayın ilk haftası Türk Telekom Dergilik, D&R, Remzi Kitabevi ve tüm seçkin marketlerde…