YANINIZDAN BİR FERRARI GTC4 LUSSO GEÇİNCE BÜYÜK İHTİMALLE ŞUNU SORUYORSUNUZDUR KENDİNİZE: BU KADAR SIRA DIŞI BİR ŞEYİ KİM TASARLAMIŞ OLABİLİR? CEVAP VERİYORUZ; FLAVIO MANZONI
Maurizio Toma
Otomobil tutkunları için düşler fabrikasını andıran bir yeri yönetiyor. 2010 yılından bu yana Ferrari Tasarım Merkezi’nin baş tasarımcısı olan Flavio Manzoni, her zaman yüzündeki geniş gülümsemesi ve nezaketi ile tanınıyor. Gentleman, kendisi ile son şahlanan at GTC4 Lusso’nun gün yüzüne çıkarıldığı Uluslararası Cenevre Fuarı’nda görüştü. Ferrari denince akla nelerin geldiğini, bir efsaneyi tasarlamanın ne demek olduğunu konuştuk.
Gentleman. Mimar Manzoni, çocukluğunuzda da otomobil, hatta belki de Ferrari tasarlar mıydınız?
Flavio Manzoni. Yaratıcılık benim her zaman olmazsa olmazımdı. Henüz altı yaşındayken bile tasarım benim için iletişim aracıydı. Gece rüyamda gördüklerimi sabah kalkıp çiziyordum. Belki de mimar ve tasarımcı olan babamı taklit ediyordum; onunla olan güçlü bağımızı kalem-kağıt aracılığıyla ortaya döküyordum. Daha o zamanlar otomobiller en büyük tutkularımdan biriydi. Babam ve amcam Lancia’cılardı, tam Fulvia ve Flavia dönemleriydi. Onları çizmeyi de seviyordum ama hep hayal gücümü kullanarak kendi tarzımda değişiklikler yapıyordum.
G. Bu oldukça önemli bir gösterge elbette. Peki bu daha sonra profesyonel yaşama nasıl dönüştü?
F.M. Tasarım hayatımda hep var oldu. Evlerden objelere kadar her şeyi çizmekten zevk alıyordum; endüstriyel tasarımı seviyordum ama resim yapmak daha çok hoşuma gidiyordu. Sonunda iyi bir portre ressamı oldum. Daha sonraları kendimi heykele ve illüstrasyona verdim ve işte o noktada otomobiller yeniden sahneye çıktı, 18 yaşında Autosprint dergisinin illüstratörüydüm.
G. Tüm bu çalışmalar sizi kaçınılmaz olarak mimarlık fakültesine yönlendirdi.
F.M. Doğal olarak. Sevgili Sardinya’mı bırakıp, hayallerimin peşinden Floransa’ya mimarlık okumaya gittim. Şansa bakın ki mezuniyet tezim hiç unutulmayan sevdam Lancia otomobillerinin stili üzerineydi. Ve işte bu sevda çabucak profesyonelliğe giriş yapmamı sağladı. Mezuniyetten hemen sonra Lancia’da tasarımcı olarak işe başladım, daha sonra da Volkswagen grubuna geçtim. O yıllarda bana çok şey öğreten birçok tecrübe edindim.
G. 2010 yılında ise büyük bir sıçrama yaşıyorsunuz. Maranello’ya Centro Stile Ferrari’nin sorumlusu olarak giriyorsunuz. Muhteşem bir görev olduğu belli ama biraz da ürkütücü…
F.M. Gerçekleşen bir düş! Dünyanın en ikonik, en efsanevi otomobil firmasına girmek. Oldukça duygusal bir andı, onca zaman da geçse hâlâ aynı hissediyorum. Bu görev beni daha bilinçli kıldı ve bana bir dizi sorumluluk yükledi ki bunları, tamamı muhteşem profesyonellerden oluşan bir takım ile, Ferrari Design çalışanları ile paylaşıyorum. Bizim tasarım merkezimizde, kendi alanlarında dünyanın en iyileri arasında yer alan isimler bulunuyor. Onlarla birlikte şu anda gördüğünüz yeni GTC4 Lusso gibi modelleri ve gelecekte göreceğiniz Ferrari modellerini yaratıyoruz.
G. GTC4 Lusso demişken, bu Gran Turismo 12 silindir, sizin Maranello’ya gelişiniz sırasında çıkarılan FF modelinin doğrudan mirasçısı.
F.M. Aslında ben geldiğimde FF neredeyse tamamlanmıştı. Ferrari Design’da çalışan üstün bir takımın büyük çabalarının meyvesiydi. Araç çok farklıydı ve tam bir yenilikçiydi. Shooting brake konseptli bir aerodinamik coupe’ydi. Uzun kuyruğu ile, tıpkı bir zamanlar İngiliz beyefendilerinin ava giderken tüfeklerini rahat yerleştirebilmek için modifiye ettirdikleri arabalarına benziyordu. Böyle bir Ferrari daha önce hiç görülmemişti, ancak dört koltuğu yerleştirebilmek için en iyi çözüm buydu. Maranello’dan çıkan GT’ler için kesinlikle çok büyük bir yenilik olan dört tekerlekten çekiş özelliği vardı. Bugün onun direkt mirasçısı olan GTC4 Lusso’da formül hala aynı ama tarz olarak, bize göre, biraz daha iyi. Motoru önde bulunan bu 12 silindirli model, dururken bile sanki her an yerinden fırlayacakmış gibi görünüyor; daha Ferrari’den beklenen bir görünüme sahip. İlk bakışta dahi, size muazzam bir sürüş keyfi yaşatacağının sözünü veriyor. Ayrıca isminde yer alan o lüksü, gözünüze sokmadan, daha olgun bir şekilde, tek kelimeyle zarif bir tarzda sunuyor.
G. Kesinlikle; şıklık ve dinamizm. Bu ikisini, herşeyden önce hızlı gitmesi ve müthiş haz vermesi beklenen bir otomobilde bir araya getirmek zor. Bir de bütün dünyaya kendisini beğendirmesi gerek.
F.M. İşte bu bizi gerçekten zorlayan, temel amacımız olan şey. Büyük bir hıza ulaşabilen, sade bir form; rafineliğini ve güzelliğini koruyan. Ferrari yalnızca bir otomobil değil, o bir efsane. Sadece belli bir kesime hitap edebilir düşüncesi ile hareket edilemez. Ferrari saftır, otantiktir ve öyle de kalmalı. İkonik, iyi bilinen, sınır tanımayan, dürüst bir karakteri var. Kendinden ödün vermeden estetik yapısını koruyabilmeli. Bütün tasarım merkezimiz bu bilinçle hareket ediyor ve buradan çıkan araçlar Maranello’nun otantik değerlerini ve dna’sını taşıyor. F12berlinetta, ondan doğan Tour de France ve 488 gibi modelleri görünce hemen yüzde yüz Ferrari olduklarını anlarsınız. Bu anlamda Başkan Marchionne, CEO Amedeo Felisa ile markanın tarihsel hafızası ve değerlerinin bekçisi Piero Ferrari’nin tüm araçları incelemeden geçirmeleri imdadımıza koşuyor. GTC4 Lusso’da işlev de tasarımda önemli bir yere sahip oldu. Her bir parça yalnızca güzel ve göz alıcı olduğu için değil, öncelikle aerodinamik, işlevsel ve Ferrari’nin yapısal özelliklerine uygun olduğu için eklendi.
G. Hem en iyi şekilde işleyen, hem de güzel olanı yakalama iddiası hep var öyleyse.
F.M. Bizimkisi iddialarla dolu bir iş. Büyüleyici ve tatminkâr. Yeni bir Ferrari, yani yeni bir efsane doğduğunda bütün takım kendinden geçiyor adeta…
ferrari.com; gtc4lusso.ferrari.com/it