Alfa Romeo 4C heyecan verici hatları, üstün mühendisliği ve dinamizmiyle monotonlaşan otomobil endüstrisinde sınıfının en dikkat çeken modellerinden biri olmaya aday…
Otomobil; icadından bu yana geçen yüzyıldan fazla süre de sayısız yenilik ve ilerlemeyle karşılaştı. Ancak bugün gelinen noktada yaşanan değişim bu zamana kadar olanlardan çok daha farklı. Kendi kendini kullanan elektrikli otomobiller sektörün geleceğini radikal şekilde değiştireceğe benziyor. Bugün hemen hemen bütün otomobil üreticileri şoförsüz ve elektrikli modellerin planlamasını yapıyor. Otomobil kullanmasını ve onunla uğraşmayı pekte sevmeyenler için bu gelişmeler kulağa hoş gelse de, gerçek otomobil meraklıları için durum hiçte parlak değil. Tabii Alfa Romeo 4C’yi saymazsak…
Çok az marka Alfa Romeo’nun tarihine ve kültürüne sahiptir. 20’inci yüzyılın hemen başında temelleri atılan marka kurulur kurulmaz bir yarış takımına dönüşmüş ve otomobil yarışlarının vazgeçilmezi haline gelmişti. Bu tarihi mirasın gücünü anlatmak için Ferrari’nin Alfa Romeo’dan doğduğunu söylemek yeterli. İşte Alfa Romeo 4C markanın özüne dönüşünü de sembolize ediyor. Belki de en son söylemem gerekeni en başta söylemeliyim. Alfa Romeo 4C; gittikçe monotonlaşan otomobil endüstrisinde beni son yıllarda belki de en çok etkileyen otomobil oldu.
Tasarım;
Günlük hayatta sıkça kullandığımız “zevkler ve renkler tartışılmaz” söylemi Alfa Romeo için geçerli değil. Ona hangi açıdan bakarsanız bakın oldukça heyecan verici hatlara sahip. 4C’nin tasarımcılarının daha evvel Ferrari’nin de birçok otomobilini tasarladığını belirtirsek 4C’nin neden “Mini-Ferrari” olarak adlandırıldığını daha rahat anlayabiliriz.
Mühendislik;
Gerçek bir sürücü otomobili arayanlar için Alfa Romeo 4C, sahip olduğu özellikler kadar sahip olmadığı özellikler ile de sizi etkiliyor. Bunun ne demek olduğunu açıklamadan önce şunu çok net ifade edebilirim; AlfaRomeo 4C safkan bir sürücü otomobili. Hatta fazlası; bir süperspor otomobil.
Gerçekten sürücüsünü tatmin eden bir performans otomobili yapmak istiyorsanız; dikkat etmeniz gereken en önemli konu ağırlık. Çünkü ağırlık; hızlanmadan fren performansına, viraj dinamizminden tepkiselliğe kadar birçok önemli alanı etkiliyor. Gerçek safkan performansı yakalayabilmek adına otomobilin hafif olmasını hedefleyen Alfa Romeo; 4C’yi tasarlarken malzeme seçiminden donanım seçeneklerine kadar bu hedeften hiç taviz vermemiş. Karbon fiber ve alüminyum karışımı bir gövdeye sahip olan 4C’nin boş ağırlığı Avrupa versiyonu için sadece 895 kilogram ki bu da 4C’nin en büyük silahlarından bir tanesi.
Kabin;Otomobilin kapısını açmanızla beraber bir yarış aracından farksız bir iç mekan bizi karşılıyor. Kapıların şaseye bağlandığı noktalarda karbonfiber dokusunu görüyorsunuz. Bu görüntü bile adrenalin seviyenizin yükselmesine sebep oluyor. Gelişen teknoloji ile beraber otomobillerin opsiyon listeleri de uzadı. Telefonla uyumlu eğlence sistemlerinden masaj yapan koltuklara kadar çeşitli özellikler otomobillerde bulunabiliyor. Alfa Romeo’da bunlar yok. Çünkü fazla opsiyon demek; aynı zamanda ağırlık demek. Son derece pratik şekilde konumlandırılmış olan radyo ve klima yeterince fonksiyonel. Ve size bunun bir konfor değil sürücü otomobili olduğunu hatırlatıyor.
Dışarıdan bakıldığında oldukça dar gibi gözüken kabin; gaz pedallarının ileri konumu ve oturuş pozisyonu sayesinde uzun boylu sürücülere bile toleranslı.
Motor;
Sürücü koltuğunun hemen arkasına konumlandırılmış turbo beslemeli 1750 cc hacmindeki motor 240 beygir üretiyor. Otomobili çalıştırdığınızda gelen motor sesinin, bu hacimdeki bir motordan geldiğine inanmak zor. Gök gürültüsünü anımsatan tok ses devir arttıkça kendisinden 3 misli daha pahalı İtalyan kuzenlerini çağrıştırıyor. Turbo beslemeli motorlar çalışma prensipleri sebebiyle atmosferik motorlar kadar canlılık sunamasalar da 4C’nin turbo beslemeyi devreye soktuğu devir aralıklarını keşfettikçe canlılığı yakalıyor. Özellikle şehir içindeki ara ivmelenmeler otomobilin hafifliği sayesinde nefes kesici.
Çift kavramalı şanzıman Alfa Romeo’nun kendi mühendisliğinin eseri ve beklentileri karşılıyor. Fabrika verilerine göre 4C’nin 0-100 km hızlanması 4,5 saniye ancak bunu kalkış kontrol sistemiyle 0.3 saniye daha iyileştirmek mümkün. Son sürati 258 km olsa da 4C nin esas yeteneği bana göre çok daha önemli olan ara hızlanmalarda gösterdiği performans.
Dinamizm;
Gelelim parça parça değerlendirdiğimiz Alfa Romeo’yu bir büyüt olarak değerlendirmeye. Günümüz spor otomobilleri sahip oldukları kontrolsüz güç sebebiyle size tam bir deneyim yaşatmaktan gittikçe uzaklaşıyorlar. Hafifliği sayesinde oldukça kontrollü bir güçle size süperspor otomobil hissi veren Alfa Romeo’nun dinamizmini üst seviyede sürekli kılmak mümkün. Alfa Romeo DNA adını verdiği 3 moddan birini orta konsoldaki tuşlarla değiştirip “Dynamic”, “Neutral” ve “All Weather” konumlarında kullanmaya imkan sağlıyor. İstanbul’un yol şartlarında süspansiyonlarla ilgili yorum yapmak zor. Çünkü süspansiyonlar için dünyanın en zorlayıcı şehirlerinden diyebilirim. 4C ile ilgili sevdiğim en önemli özelliklerden biri otomobili kullanırken her an iki elinizi direksiyonda istemesi. Alfa Romeo 4C; hafifliğin sağladığı avantajla fren konusunda da oldukça başarılı.
Sonuç;
Otomobil markaları yıllar içerisinde ürün çeşitliliklerini arttırdılar. Bun değişimi en çarpıcı şekilde yaşayan markalardan bir tanesi şüphesiz Porsche oldu. SUV ile başlayan çeşitlilik 4 kapılı sedan otomobillerle devam etti.
Porsche için oldukça başarılı gelişen bu süreç gözlerin ister istemez rakibi Ferrari’ye çevrilmesine sebep oldu. Ancak “Ferrari daha küçük bir otomobil yapacak mı” sorusu Alfa Romeo 4C ile cevap bulmuş. 4C her ne kadar Alfa Romeo tarafından geliştirilmiş olsa da tam manasıyla bir mini-Ferrari olmuş. Türkiye fiyatı 130 bin euro seviyelerinde olan 4C’den aldığınız sürüş keyfi hali hazırda o kadar üst seviyedeki bunun biraz daha fazlasını arzu ederseniz tercih etmeniz gereken otomobiller Alfa Romeo 4C’den 3 misli daha pahalı.
Hızla soyu tükenmekte olan sürücü otomobilleri aynı zamanda bir çağın da sonuna gelinmekte olduğunun habercisi. İlk yarış otomobilinden günümüze kadar gelen mirası yaşamak istiyorsanız; Alfa Romeo 4C’den başka bir otomobile ihtiyacınız yok.
Teknik Özellikler
Ağırlık: 895 kg (boş ağırlık)
Motor: 1752 CC.
240 BG.
350 NM tork.
Şanzıman: 6 İleri TCT
Dual Dry Clutch
Direksiyon arkası kulakçıklar
Fren: Önde 305 mm
Arkada 292 mm Brembo
0-100 km: 4,5 Saniye
100-0 km: 36 Metre