Galataport İstanbul’un öncü yoga stüdyosu Cihangir Yoga ile hayata geçirdiği “Rıhtımda Yoga” serisinde sezonun sonuncusu, 21 Eylül Cumartesi günü Alp Kınay önderliğinde gerçekleştirildi . Ücretsiz ve herkese açık olarak düzenlenen etkinlikte katılımcılar, Boğaz’a nazır bütünsel bir arınma seansının keyfini çıkararak unutulmaz anlar yaşadı . Bizler de Gentleman olarak Galataport & Cihangir Yoga iş birliğiyle gerçekleşen bu etkinliğin detaylarını Cihangir Yoga ortaklarından Alev Berivanlı ve Galataport Pazarlama Direktörü Mehmet Bali ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide konuştuk.
Alev Berivanlı uzun zaman olmuş yogayla tanışalı.. Yoga ile birlikte gelen bütünsel sağlığa katkısını vurgulayarak bu tür etkinliklerin toplumsal faydasını nasıl artırılabileceğini anlattı bizlere. Yoganın insan hayatındaki yadsınamaz önemini, insan zihnine ve beynine nasıl faydalı olabileceğinin detaylarını verdi….Oldukça başarılı işlere imza atan Galataport pazarlama direktörü Mehmet Bali ise Galataport’un sağlıklı yaşam etkinliklerine ev sahipliği yaparak toplumu nasıl desteklediğini, böyle etkinliklerin katılımcılara oldukça fayda sağladığını ve Galataport’un marka kimliğine oldukça uyumlu olduğunu gerçekleştirdiğimiz söyleşide anlattı. Gentleman olarak gerçekleştirdiğimiz bu özel söyleşinin tüm detaylarını sizlerle paylaşıyoruz.
Gentleman: Merhabalar Mehmet Bey ve Alev Hanım, öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
Mehmet Bali: Galatasaray Lisesi’ndeki eğitimimin ardından University of Massachusetts’den üniversite, Bentley University’den de finans odaklı MBA diploması aldım. 2003-2007 yılları arasında Rafineri/Trafo’da Grup Direktörü olarak görev aldım. Sonrasında kurduğum deneyim pazarlaması ajansı Seratonin ile birlikte Proximity İstanbul bünyesine katılarak, 5 yıl boyunca Genel Müdür olarak görev yaptım. 2015 yılında Plasenta Genel Müdürü olarak WPP ailesine katıldım ve 2019’da VMLY&R Chief Connections Officer görevine atandım. Pek çok global markanın yanı sıra Türkiye’nin önde gelen lokal markaları ile etki yaratan çok sayıda projede yer alıp, aynı dönemde VMLY&R EMEA Global Social Team liderliğini de yürüttüm. 2020 yılından itibari ile Galataport İstanbul’da Chief Marketing Officer olarak görev almaktadır.
Alev Berivanlı: Kariyerime Doğan Holding’de yazar olarak başladım, ardından Milliyet, Capital ve Ekonomist dergilerinde yazarlık ve editörlük yaptım. 2000 yılında internet sektörüne geçerek bir dijital platformun kuruluşunda yer aldım ve dört yıl ABD’de yeni teknolojileri takip ettim. Türkiye’ye döndükten sonra büyük bir holdingde dijital kanallar yöneticiliği yaptım.
Yoga kariyerime 2001’de başladım. Cihangir Yoga ile tanışmam ise 2006’da oldu. Öğrencisi olarak başladığım Cihangir Yoga’ya, 2011’de yönetici olarak katıldım ve 2017’de ortak oldum. Bu süreçte binlerce etkinlik düzenledim, yüzlerce hocanın yetişmesine katkı sağladım ve birçok kişinin yoga ile tanışmasına vesile oldum.
Cihangir Yoga’da çeşitli yoga eğitimleri tamamladım ve Master Mantak Chia ile Chi Nei Tsang Terapisi üzerine çalıştım. Şu an tüm deneyimimi Cihangir Yoga aracılığıyla insanlara şifa sunmak için kullanıyorum.
G: Galataport’ta gerçekleştirdiğiniz yoga etkinliği hakkında neler söyleyebilirsiniz? Katılımcıların tepkileri nasıldı?
M.B.: Galataport İstanbul’da ilk günden bu yana sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetleri kapsayıcı bir bakış açısıyla gerçekleştirmeye özen gösteriyor ve her yaştan ziyaretçinin katılımına açık, ücretsiz etkinlikler planlıyoruz. Burada insanlara unutamayacakları anlar ve deneyimler yaşatmaya, herkese olabildiğince ilham verecek içerikler üretmeye çok önem veriyoruz. Cihangir Yoga iş birliğiyle yaz ve sonbahar sezonu boyunca beş kez düzenlediğimiz “Rıhtımda Yoga” da çok pozitif geri dönüşler aldığımız, içinde bulunmaktan gurur duyduğumuz bir iş oldu. Kişiler, sabahın erken saatlerinde uzmanların yönlendirmesiyle Boğaz’a nazır bir atmosferde temiz havayı içlerine çekerek yoga yapmanın ayrıcalık ve keyfini yaşadılar. Her seansta çok büyük bir ilgi ve taleple karşılaştık, toplamda 1000’in üzerinde sporsever katılım sağladı. İstanbul’un en güzel lokasyonlarından birinde kolektif bir sağlıklı yaşam projesini hayata geçirmek bizi çok memnun etti.
G: Yoga pratiğinin kent hayatındaki insanlar için önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? İstanbul gibi yoğun bir şehirde yoga nasıl bir denge sağlayabilir?
A.B.: İstanbul, hepimizin bildiği gibi çok yoğun bir kent. Dışarı adımınızı attığımız andan itibaren aşırı uyaranlarla karşı karşıyayız ve sinir sistemimiz tüm gün hatta uykuda bile aktif. Yorgunluk ve odaklanamama, en çok yaşanan sıkıntılar. Bu noktada yoga her yaştan insana ulaşarak adeta kent yaşamının yoğunluğunu nötrleyen bir etkiye sahip. Yoga pozları bedeni rahatlatırken aslında zihni de sakinleştiriyor. Bir durup, sakinleşip, kendimizle bağlantı kurabilmemiz için harika bir fırsat. Üstelik bunu topluluk içinde eğlenceli bir şekilde yapabiliyoruz.
G: Galataport’un böyle bir yoga etkinliğine ev sahipliği yapma kararı nasıl alındı? Bu tarz iş birlikleri Galataport’un vizyonuna nasıl katkı sağlıyor?
M.B.: Misafirlerimize ilham veren kültürel ve sanatsal aktiviteler geliştirmenin yanı sıra, zihin ve beden sağlığına katkıda bulunmak da önceliklerimiz arasında yer alıyor. Sabah saatlerinde Galataport, günün koşuşturmalı anlarına ya da akşam saatlerindeki yoğunluğa nazaran çok sakin oluyor. Her saat ziyarete açık olması sebebiyle güneşin doğuşunu izleyip, Boğaz manzarasına karşı kendinizle baş başa kalabileceğiniz anlar yaratma fırsatı ile meditasyon, yürüyüş ve spor için çok elverişli bir atmosfer sunuyor. Galataport’un bu benzersiz özelliğini geniş kitlelerin deneyimleyebileceği bir okazyonla öne çıkarmak, ilk günden bu yana aklımızdaydı. Alanının en iyilerinden Cihangir Yoga ile çıktığımız yolculuk, hayal ettiğimizin de ötesinde sonuçlandı. Cihangir Yoga’nın sadık kitlesi ile Galataport İstanbul’un müdavimleri buluşunca ortaya harika bir tablo çıktı.
G: Bu iş birliğinin cihangir yoga ve Galataport açısından nasıl bir tutumla karşılaştığını söyleyebilirsiniz? Beklediğiniz ilgi var mıydı etkinliklerde?
A.B.: Cihangir Yoga olarak, yogaya olan ilginin son yıllarda arttığını stüdyolarımızda gözlemliyorduk. Fakat her yeni adım, fikir ve girişimde önünüze belirsizlikler çıkabiliyor. Galataport da şehrin kalbinde, yoğun ilgi gören bir alan. Bu projeyi konuştuğumuzda ilgi göreceğini beklemekle birlikte, böylesine yüksek bir taleple karşılaşacağımızı tahmin etmiyorduk. İnsanlar Galataport rıhtımında Cihangir Yoga ile yoga yapma fikrini çok sevdi. İlgi, beklediğimizin çok çok üzerinde oldu, nitekim son etkinliğimize bini aşkın kayıt aldık! Bundan dolayı çok mutluyuz.
G: Galataport’un İstanbul’daki kültürel ve sosyal yaşam üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yoga gibi sağlıklı yaşam aktiviteleri bu etkiye nasıl katkıda bulunuyor?
M.B.: Galataport, konumu ve barındırdığı farklı disiplinlerden dolayı kültürel ve sosyal yaşama doğrudan etki ediyor. Kültürel zenginliklerin beslediği bir buluşma noktası olmasının yanında, hayatın her alanına dokunmasının da fark yarattığına inanıyorum. Spor, sanat, kültür, alışveriş, gastronomi ve çeşitli deneyim unsurlarını bir araya getirdiğinizde, sosyal yaşamın bir parçası haline geliyorsunuz. Her saat değişik bir okazyonun karşınıza çıktığı, çok yönlü bir dünya burası. Sağlıklı yaşam aktiviteleri de Galataport’un bu pozisyonunu tamamlıyor, kişileri pozitif bir ortak payda çerçevesinde bir araya getirerek, motivasyon ve kolektif fayda sağlıyor.
G: Peki, Alev Hanım son zamanlarda oldukça popüler olan yoganın dinginleştirici ve rahatlatıcı etkisini biliyoruz. Metropol hayatında yaşayan biri için yoga gündelik hayata nasıl daha fazla entegre edilebilir?
A.B.: Biz öğrencilere her zaman kendi ortam ve koşullarına göre yapabileceklerinin en iyisini tavsiye ediyoruz. Her gün de yoga yapabilirsiniz, haftada bir de. Ben haftada bir kez yaparak başlamıştım yogaya ve hayatımda artan etkisini o kadar net yaşadım ki pazartesi akşamları gittiğim o ilk derslerimi unutamıyorum. Tavsiyem, hayatınızda yogaya yer açıp mutlaka haftada bir defa bile olsa sistematik bir biçimde yapmanız. Düzenlilik burada çok önemli. Bir hoca eşliğinde, stüdyo ortamında yoga yapmak, yoganın temel hareketlerini doğru uygulamanın gerekliliklerinden. Fakat buna imkan bulamayanlar için artık seçenekler çok fazla. Örneğin Cihangir Yoga’nın canlı yayın stüdyosu var ve günde 10 ders canlı olarak yayınlanıyor. Sanki sınıftaymış gibi evinizden katılabiliyorsunuz. Yine YouTube’da ücretsiz pek çok ders mevcut. Önemli olan niyet etmek, faydalarına inanmak ve haftada bir kez dahi olsa bu çalışmaya alan açmak. Sonrası kendiliğinden gelecektir.
G: Mehmet Bey, açık hava etkinlikleri Galataport’un kimliğinde nasıl bir yer tutuyor? Diğer aktivitelerle kıyasladığınızda yoga gibi sağlık odaklı etkinlikler için nasıl bir talep var?
M.B.: Galataport; özel günler, maçlar, konserler için açık havada buluşulan, İstanbulluların ve dünyanın dört bir yanından ülkemizi ziyaret eden misafirlerin bir arada eğlendiği bir mahalle niteliğinde. Kısa sürede kimliğimizin önemli bileşenlerinden biri haline gelen, herkesin katılımına açık, sağlık, spor, sanat veya müzik odaklı etkinliklerimize bir milyondan fazla kişi katıldı. Kategori bakımından ayırmaksızın, açık havada yaptığımız tüm etkinliklerin çok büyük ilgi gördüğünü söyleyebilirim. Geçtiğimiz aylarda düzenlediğimiz Galataport Jazz Festivali, buna bir örnek. Yeni nesil sportif oluşum 7.15 ile de yine rıhtımda çok keyifli, bol katılımlı bir antrenmanı geride bıraktık. Müzikal ve benzeri sanatsal etkinliklerin de ruha iyi gelen bir tarafı var, o nedenle sağlıklı yaşama dair aktiviteler gibi onlar da sıkça tercih ediliyor. Sanıyorum kişiler, artık fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde pozitif etki yaratacak etkinliklere yöneliyor. Galataport İstanbul da özellikle bahar ve yaz aylarında bu anlamda çok geniş bir yelpaze sunuyor. Örneğin 12-13 Ekim tarihlerinde, popüler müzik kanalı Akustikhane ile müzikseverleri heyecanlandıracak bir konser serisine de ev sahipliği yapacağız.
G: Bu iş birliği çerçevesinde ilerleyen zamanlarda Cihangir Yoga & Galataport iş birliği ile düzenlemek istediğiniz başka sağlık ya da wellness etkinlikleri var mı?
A.B.: Kesinlikle devam etmek istiyoruz. Galataport İstanbul ve Cihangir Yoga arasında harika bir iş birliği başladı. Derslerimizi sunmayı ve özel etkinlikler yapmayı sürdürmek için konuşuyoruz. Farklı yaş grupları ve çocuklara yönelik etkinliklerin yanı sıra, “yogada çakra akışı” gibi farklı konseptlere de yer vermeyi düşünüyoruz.
G: Galataport gibi önemli lokasyonlarda bu tarz etkinliklerin sosyal ve kültürel yaşama nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?
A.B.: Her şeyden önce bu etkinliklerin İstanbul’un tanıtımında önem taşıdığını düşünüyorum. Kentin sembolü haline gelmiş tarihi mekanlarla yogayı harmanlıyor, insanlara şehri farklı şekillerde yaşama olanağı sunuyoruz. Galataport İstanbul’ a gidip bir kahve içmek de elbette harika bir deneyim fakat sabah 07:00’da martı seslerini dinleyerek rıhtımda tarihi dokuyu içinize çekmek, bambaşka bir İstanbul deneyimi yaşatıyor.
G: Yoganın sağladığı fiziksel ve ruhsal faydalarından bahsetmenizi istesek?
A.B.: Faydalarını saymakla bitiremem! Bu sebeple herkes yoga yapmalı, bunu bir yoga öğrencisi olarak içtenlikle tavsiye ediyorum. Sinir sisteminiz sakinleştikçe hem fiziksel hem de ruhsal açıdan tüm hayatınızın dönüşmeye başladığını göreceksiniz. Esnekliğin artması, güçlenme, dengelenme, duruşunuzun düzelmesi, vücut ağrılarında azalma, yorgunlukların giderilmesi ve canlılığın artması, faydalarından sadece birkaçı.
G: Peki, yoga genellikle kadınlarla özdeşleştiriliyor. Sizce erkeklerin yoga yapması fiziksel ve zihinsel sağlıklarına nasıl katkı sağlar? Erkeklerin bu konudaki önyargılarını nasıl kırabiliriz?
A.B.: Son yıllarda erkeklerin yogaya ilgisinin ciddi oranda arttığını rahatlıkla söyleyebilirim. Stüdyolarımız ve etkinliklerimize artık erkekler de katılım sağlıyor ve sayıları gitgide yükseliyor. Erkekler yogaya daha çok fiziksel faydalarından dolayı geliyor. Yoga eskiden çok pasif bir çalışma olarak görülüyordu, halbuki bedeni de ciddi şekilde çalıştıran bir uygulama. Bu etkisi anlaşıldıkça erkekler de yogayı hem bir sportif aktivite olarak tercih etmeye başladı hem de uğraştıkları diğer spor dallarının bir tamamlayıcısı gibi kullanmaya başladılar. Kadınlardan daha güçlü olmalarına rağmen esneklikleri daha kısıtlı, tam da bu sebeple yoga aslında erkeklere çok faydalı.