Erkek modasının öncü markası KİP, İlkbahar/Yaz 2025 sezonuna oyuncu Furkan Andıç’la gerçekleştirdiği dikkat çekici işbirliğiyle iddialı bir başlangıç yaptı. “Hayat anı yaşadıkça var” mottosuyla kamera karşısına geçen Andıç, KİP’in zarafetle enerjiyi buluşturan yeni koleksiyonuna modern bir yorum kazandırıyor.
KİP, İlkbahar/Yaz 2025 sezonuna çarpıcı bir işbirliğiyle merhaba dedi. Modern stilin enerjisini yansıtan genç ve karizmatik oyuncu Furkan Andıç, markanın yeni yüzü olarak modaseverlerin karşısına çıkıyor. “Hayat anı yaşadıkça var” mottosuyla şekillenen kampanya, sadece bir reklam filmi değil; yaşamın ritmini yakalayan bir stil manifestosu niteliğinde. İstanbul’un en sofistike mekanlarından Goose No.25’te gerçekleşen lansman, KİP’in çağdaş erkeğe sunduğu şıklık vizyonunu gözler önüne serdi. Andıç’ın dinamizmiyle hayat bulan kampanya, günlük hayatla entegre bir moda anlayışını merkeze alıyor. KİP, bu stratejik birliktelikle sadece kıyafet değil, stil üzerinden bir yaşam duruşu sunmayı hedefliyor. Şehirli, özgüvenli ve kendine has bir tarz benimseyen erkekler için tasarlanan koleksiyon, her anı stil sahibi bir ana dönüştürmeyi vadediyor.
“Hayat anı yaşadıkça var”
KİP’in yeni sezon kampanyası için kamera karşısına geçen Furkan Andıç’ın “Hayat anı yaşadıkça var” mottosunu vurguladığı reklam filmini lansmanda davetlilere izlettirildi. Filmde, anı yaşamayı seven, tarzı bir iletişim biçimi olarak kullanan ve özgüvenini detaylarda gösteren erkeklere çağrı yapılıyor. Dinamik tarzıyla son derece dikkat çekici olan kampanya, yalnızca giyimi değil, yaşam tarzını da kapsayan güçlü bir manifestoyla izleyiciye ulaşıyor. Furkan Andıç’ın sesiyle hayat bulan bu manifesto, markanın duruşunu ve hayata bakışını yansıtıyor; KİP’in değerlerini paylaşmaya ve bu özgüvenli tarzın bir parçası olmaya davet ediyor.
KİP artık yalnızca kıyafet sunan bir marka değil; kendine ait bir dünyası, tavrı ve vizyonu olan bir marka olarak konumlanıyor. Yeni sezon koleksiyonunda şıklıkla yaşam felsefesini birleştiren KİP, her erkeğin hayatında stilin başrolde olduğunu ve kişisel bir duruşa dönüştüğünü vurguluyor. Tarzı bir iletişim biçimi olarak kullanan, özgüvenini detaylarda gösteren ve anı yaşamayı seven dinamik ve modern erkeklere, her anı sahneye dönüştüren bir stil anlayışı sunuyor.
