Paris Moda Haftası , sadece bir moda etkinliği olmanın ötesinde sanat, kültür ve yaratıcılığın buluştuğu önemli bir lokasyondur. Paris’in tarihi mekanları ve lüks sokakları moda defilelelerinin atmosferini zenginleştirirken, tasarımcılar o görkemli havada tasarımlarını sergileme olanağı buldu. Paris’teki İlkbahar-Yaz 2025 defilesinde Louis Vuitton, Hermès ve Saint Laurent, Chanel, Dior, Miu Miu , Valentino, Balenciaga ,gibi ikonik markalar yer aldı ve unutulmaz anlar yaşandı.
Louis Vuitton
Louis Vuitton’un İlkbahar/Yaz 2025 koleksiyonunda kreatif direktör Nicolas Ghesquière’in vizyonu, asimetrik formlar ve geçmiş ile geleceği bir araya getiren güçlü bir yaklaşımla dikkat çekti. Koleksiyonda, keskin omuzlu ceketler eşliğinde 18. yüzyılın ihtişamlı detayları, 1980’lerin vatkalı silüetleriyle modern bir şekilde harmanlanmıştı. Bu zıtlıkların birleşimi, koleksiyona sürekli bir dinamizm ve hareket hissi katıyordu. Ayrıca, sanatçı Laurent Grasso’nun “Studies into the Past” adlı serisinden alınan beş tablo, seçilen parçalarda yeniden yorumlanarak sanatı modayla buluşturdu. Defilenin müziği ise Jamie xx’in “In Waves” albümünden dört parçayla tamamlandı ve görsel şölenin enerjisini artırdı.
Stella McCartney
Stella McCartney’nin defilesi, neredeyse 1 milyar kuşun moda uğruna zarar görmesine ve tüylerinin kullanılmasına karşı güçlü bir tepki olarak öne çıktı. Defile, yazar ve kuş gözlemcisi Jonathan Franzen’ın “The End of the End of the Earth” adlı eserinden bölümlerin Helen Mirren’ın etkileyici sesinden bir monolog olarak sunulmasıyla başladı. McCartney, bu koleksiyonun “tek bir canlıya bile zarar vermeden” hazırlandığını vurguladı. Kuş motifleri, kumaş baskılar, metal sütyen üstler ve kolyelerde kendini gösterirken, tüylü ceketlere alternatif olarak “cloud knit” (bulut örgü) olarak adlandırılan hafif ve kabarık ceketler koleksiyonda yer aldı. Geniş omuzlu terzi işçiliğiyle dikkat çeken 80’ler tarzı trençkotlar, simli püsküller ve suni deri elbiseler, cinsiyet kalıplarını aşan cesur bir yaklaşımla koleksiyona eklenmişti. McCartney, ışık oyunlarıyla zenginleştirdiği bu parçalarla hem sürdürülebilirliği hem de modadaki yenilikçi tavrını ortaya koydu.
Miu Miu
Son dönemlerin en çok konuşulan markalarından Miu Miu’da Willem Dafoe ve Hillary Swank gibi ünlü yüzlerin de aralarında olduğu modeller, alışılagelmiş ofis giysilerinin günlük stil ve retro referanslarla harmanlandığı koleksiyonu taşıdı. Koleksiyon, genellikle birbirine zıt parçaların uyumlu bir şekilde bir araya getirilmesine dayalı ‘styling’ anlayışıyla öne çıkıyordu. Diz boyundaki zarif elbiseler, bol kesimli ‘windbreaker’ ceketler ve kapüşonlu kazaklarla kombinlenerek ilginç kontrastlar yaratıldı. Miu Miu’nun imza parçalarından olan ‘tube top’ların, kazak kolları gibi vücudun etrafına bağlanarak sunulması ise dikkat çekici bir yenilikti. Tasarımcı Miuccia Prada’nın sıkça kullandığı pullu kumaşlar ve parlak renklerin bu koleksiyonda daha fazla yer bulması, koleksiyonun günlük hayatın sıradanlığına ve monotonluğuna vurgu yaptığına dair bir başka ipucuydu.
Valentino
Paris Moda Haftası’nın en çok beklenen anlarından biri Alessandro Michele’nin Valentino için hazırladığı ilk defileydi. Gucci’de kreatif direktör olarak geçirdiği dönem boyunca moda dünyasında büyük bir etki yaratan Michele, iki yıllık bir aradan sonra podyumlara geri döndü. Harry Styles, ve Elton John gibi ünlü isimler, 14. bölgede bir judo arenasında gerçekleşen bu özel defilede tasarımcıya destek vermek için bir araya geldiler. Alessandro Michele, “Pavillon des Folies” adlı koleksiyonuyla güzelliğin, derin bir duygusal bağlantı kurabilme anlamını keşfetti.
Koleksiyon, fırfırlı el yapımı uzun elbiseler, kaftan tarzı puantiye desenli üstler, uçuşan çiçek desenli elbiseler ve dantelli külotlu çoraplarla doluydu. Michele’nin, Gucci döneminde geliştirdiği mistik ve kendine özgü tarzını Valentino’ya da taşıdığı açıkça görüldü. Gucci’deki en çarpıcı koleksiyonlarının büyüleyici atmosferini, Valentino’nun eklektik ve özgün dünyasıyla birleştirerek moda dünyasında yeni bir sinerji yarattı. Michele’nin estetik anlayışının Valentino vizyonuna baskın geldiğine dair yorumlar yapılsa da, Valentino bu koleksiyon ile ilgi odağı olmayı başardı.
Hermes
Bir diğer Fransız ikonu Hermès’in defilesinde modern zarafetin zamansızlığına vurgu yapıldı. Koleksiyon, rahatlık ve uyum için tasarlanmış çok yönlü parçalar içeriyordu ve giyinmede özgürlük hissini vurguladı. Başlıca öne çıkanlar arasında binicilik motifli kuzu derisi bir sweatshirt, kolsuz bir bomber ceket yer aldı. Kreatif direktör Nadège Vanhée-Cybulski, koleksiyonun ilhamını hayal edilen veya eskizi çizilen parçaların gerçeğe dönüştüğü bir atölyenin sihirli atmosferinden aldığını belirtti.. Vanhée, ince işçilikten kaynaklanan bu hassas hafifliği yarı şeffaf örgüler, hafif deriden yapılan crop ceketler ve pantolonlar, dikiş hatları boyunca uzanan fermuarlı etekler ve tulumlar, canlı baskılı ipek gömlekler ile detayları özenle işlenmiş elbiseler aracılığıyla yansıttı.
Dior
Dior’un 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, atletizmi zarafetle birleştirerek modern bir kadın gardırobunu güçlendirdi. Maria Grazia Chiuri, koleksiyonda 1951 yılında tasarlanan ‘Amazone’ arşivinden esinlenerek antik drapeleri modern kesimlerle harmanladı. Rodin Müzesi bahçesinde sergilenen koleksiyonda, esneyen örgü kumaşlar ve omuzları vurgulayan kesimler öne çıktı.
Zamansız Bar Ceketi, yeni kesimlerle güncellendi ve mitolojik avcı tanrıça Diana’nın gücünü simgeleyen detaylarla zenginleştirildi. Ultra uzun eldivenler, modern dokunuşlarıyla dikkat çekti. Defilenin açılışında multidisipliner sanatçı SAGG Napoli’nin performansı, koleksiyonun ruhunu mükemmel bir şekilde yansıttı. Maria Grazia Chiuri, kadın bedeninin hareketini ve sporun moda ile buluşmasını keşfetme arzusunu vurguladı.
Saint Laurent
Anthony Vaccarello, Saint Laurent’teki tasarım yolculuğunu cesur adımlarla sürdürerek 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu tanıttı. Defile, ikonik Rue de Bellechasse’te, Yves Saint Laurent’in Marakeş’teki bahçelerine atıfta bulunan mavi oval bir podyumda gerçekleştirildi. Bu sezon, otorite ve güç temaları ön plandaydı; büyük boy maskülen takımlar, geniş kravatlar ve dikkat çekici aksesuarlarla modern kadınların sınır tanımayan enerjisini yansıtan bir koleksiyon ortaya çıktı. Saint Laurent’in sofistike ve dramatik stil kodlarına sadık kalındı.
Chanel
Chanel, 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu Paris’te tarihi bir mekanda tanıtarak zarafet ve yeniliği bir araya getirdi. Virginie Viard, ikonik unsurları modern yorumlarla harmanlayarak hafif ve akışkan kumaşlar kullandı. Pastel tonları ve canlı renkler, sezonun dinamik ruhunu yansıtırken, klasik Chanel silüetleri yeni kesimlerle güncellendi. Dantel ve dikiş detayları, feminenliği ön plana çıkarırken cesur parçalarla kontrast oluşturdu. Geniş omuzlar ve bel vurgusu ile yeniden yorumlanan Chanel ceketleri dikkat çekti. Büyük boy güneş gözlükleri, zarif çantalar ve incelikle tasarlanmış takılar, koleksiyonun tamamlayıcı unsurları olarak öne çıktı. Defile, müzik ve ışık gösterileriyle zenginleştirilmiş bir atmosferde sunuldu. Virginie Viard, Chanel’in tarihine saygı gösterirken modern kadının ihtiyaçlarına uygun bir koleksiyon ortaya koydu.
Balenciaga
Balenciaga, 2025 İlkbahar/Yaz defilesini cesur ve yenilikçi bir yaklaşımla Paris’teki ikonik bir mekanda sundu. Kreatif direktör Demna Gvasalia, aşırı boyutlu silüetler ve çarpıcı detaylarla dikkat çekti. Koleksiyon, gündelik giysileri yüksek moda ile buluşturarak neon renk paleti ve grafiti desenleriyle genç bir hava yarattı.
Aksesuarlarda da cesaret sergilendi; büyük çantalar, abartılı ayakkabılar ve ilginç takılar koleksiyonun enerjisini artırdı. Balenciaga’nın ikonik parçaları, yenilikçi dokular ve yaratıcı kesimlerle güncellendi.
Defilenin dikkat çeken anlarından biri, sahnedeki sanal gerçeklik unsurlarıydı, bu da Balenciaga’nın teknolojiyle harmanladığı geleceğe yönelik vizyonunu gösterdi. Gvasalia’nın yaratıcı dehası, bu defileyle moda dünyasında güçlü bir iz bıraktı.
Alexander McQueen
Alexander McQueen’in 2025 İlkbahar/Yaz defilesi, tasarımcının özgün ve bakış açısını sergileyen dikkat çekici bir gösteri oldu. Defile, geleneksel couture teknikleri ile modern tasarımın unsurlarını bir araya getirerek, hem geleneksel hem de çağdaş bir anlayışı harmanladı. Doğanın karmaşıklığını ve insan derinliğini yansıtan temalarla doluydu. Tasarımlarda, detaylara verilen önem ön plana çıkarılırken, dikişlerdeki ustalık ve kullanılan kaliteli kumaşlar dikkat çekti. Dökümlü silüetler, yapısal kesimler ve ayrılan renk paletleri, markanın karakteristik özünü yansıttı. Defilenin atmosferi, görselliği ve hikaye anlatımıyla büyüleyiciydi. Işıklandırma ve müzik, her parçanın ruhunu yansıtıyordu. Alexander McQueen’in 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, markanın kendine özgü incelemesini ve kapsamlı yaklaşımını bir kez daha kanıtladı.