Ve tabii gri. Zarafetin ve performansın simgesi olan bu iki renk, saat firmalarının her zaman kazandıran tercihleri oluyor.
“İnsanın doğası siyah – beyaz değil, siyah – gridir”, demiş İngiliz yazar Graham Greene. Aslında grinin ve siyahın elliden çok daha fazla tonu var, özellikle de saatçilik dünyasında. Birbirleri arasında geçiş de yapabilen bu iki renk hem trend yaratabiliyor, hem zarafet timsali oluyor, hem de karbon ve titanyumla birleşerek bir anda sportif bir havaya bürünebiliyor. Saat firmaları 2021 rulet masasında yine siyahı seçerken, bu zarif rengin karizmasını sarsmadan griye de yer verdiler. Örneğin Audemars Piguet imzalı Royal Oak Offshore Flying Tourbillon Automatic Chrono Flyback son derece sportif ve agresif bir model. 100 adetle sınırlı bu saatin 43 mm’lik gri kasası, el yapımı dokunuşlara sahip mekanizma iskeletini gösteren, siyah kadranı çerçeveliyor. Ulysse Nardin Blast Hourstriker’da ise siyah DLC (elmas benzeri karbon, ç.n.) kaplama roze altını ön plana çıkarıyor; rengin derinliği, markanın ses özellikli saatlerindeki akustiğin hafifliği ile kontrast sağlıyor. Porsche Design Chronograph 911 GT3’ün titanyum kasasına yine siyah renk damgasını vuruyor. Saatler, Stuttgartlı firmanın otomobilleri ile bağlantılı ve çoğunlukla da özel edisyon oluyorlar; tıpkı Porsche 911 GT3 sahiplerine ayrılan bu model gibi.
Yarış pistlerinden göklere çıkıyoruz, tabii yine bilek üzerinde. Bell & Ross BR 03-92 Red Radar Ceramic uçakların radar ekranlarından ilham alıyor. Saat şu şekilde okunuyor: Döner disklerden oluşan bir sistemde, en dıştaki tarifeli uçak görseli saati, daha küçük olan askeri uçak figürü de dakikayı gösteriyor. Seramiğin siyahı, kırmızı safir camı daha da çekici kılıyor.
Bu derece seksi olmasa da yine dahiyane bir model de Louis Vuitton’dan geliyor: Tambour Curve GMT Flying Tourbillon. GMT fonksiyonu ve Flying Tourbillon özellikleri, gri, titanyum kasa ve siyah dokunuşlara sahip, meteorit kadran ile birleşerek dengeli bir saat oluşturuyor. Bir başka moda markasına geçiyoruz; Hermès’in H08 modeli malzeme, renk ve tasarım füzyonuna harika bir örnek. DLC kaplama titanyum kasa ile sentetik kumaştan örgü kayış müthiş bir uyum sağlamış. Nomos Glashütte saatlerinin en güçlü yönü olan çizgilerin uyumu, Metro 38 modelinde de kendini gösteriyor. Rutenyumun oldukça şık bir siyah tonu ile giydirilmiş kadranı tarih ve güç rezervi gibi göstergelerden yoksun. Kasa arkası ise paslanmaz çelikten. Sonuç? İşlevsel, sade ve stil sahibi. Temiz formlar Nomos’un DNA’sında olsa da tasarım yarışmalarının bol ödüllü markası Rado’ya da çok uzak sayılmazlar. True Square Open Heart’ın parlak siyah kasası, saate modern, ergonomik ve konforlu bir hava veren yuvarlatılmış köşeleri daha da ortaya çıkarıyor. H. Moser & Cie.’nin Endeavour Centre Seconds Concept X seconde/seconde/ modeli ise tıpkı markanın ruhu gibi daha samimi ve fütursuz. Parisli Sanatçı seconde/seconde ile birlikte yaratılan saatte akrep ve yelkovan, pikseller halinde görünen bir silgi görselinden çıkıyor. Zira marka, Concept kadranlarındaki logoyu dahi silecek kadar minimalizmi destekliyor. Gri kasa füme kadranın etkisini biraz yumuşatsa da ruhen zaten hafif olan bu saate iyice hafiflik katıyor. Kapanışı yine bir deha örneği olan Bulgari ile yapıyoruz: Octo Finissimo Tadao Ando. Marka doksanların parçasına yeni bir dokunuş katmak için ünlü Japon mimar ile iş birliği yaptı. Koyu siyah renkli seramik kasa, saniye kolunu merkez alıp git gide büyüyen spiraller ile bezenmiş, mavi kadranı çerçeveliyor. Saat 5 konumunda ise dore bir hilal göze çarpıyor.
Sonuç olarak, hangisini seçmeli; siyah mı gri mi? Aralarında sadece basit nüanslar var belki ama Fransız şair Edmond Jabés’i dinleyecek olursak “gri siyahtan daha zalimdir, çünkü içerisinde umut barındırır”. Siz ne dersiniz?