İstanbul Modern Yine Nefes Kesici Bir Sergiye Kapılarını Aralıyor

Chiharu Shiota imzalı sergide hafıza, varoluş, insan farkındalıkları gibi konular ön plana çıkıyor… Sanatçının ilk müze sergisi özelliği taşıyan  “Dünyalar Arasında’’ bu temaları derinlemesine ele alarak izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.  Shiota’nın eserleri, genellikle ipler ve dikiş malzemeleri ile şekillenen karmaşık yapılarla doludur. Bu sergide, sanatçının soyut dünyasında kaybolmuş gibi hisseden izleyiciler, kendi iç yolculuklarına da bir davet alıyorlar.

Yazı : Zehra Gürsoy

Serginin merkezinde yer alan “Dünyalar Arasında” adlı eseri, insanların birbirleriyle kurduğu bağlantıları ve iletişimi simgeliyor. Dış dünyanın karmaşasından uzaklaşmak isteyen izleyiciler, iplerin oluşturduğu labirentte kaybolarak hem kendileriyle hem de çevreleriyle olan ilişkilerini sorgulama fırsatı buluyorlar. Bu deneyim, izleyicilere yalnızlık ve bağlılık arasında bir denge kurma arayışında ilham veriyor.

Shiota’nın sanatı, aynı zamanda bireysel ve kolektif hafızayı sorgularken, yaşamın geçiciliğini de vurguluyor. Eserlerinde kullandığı materyaller, anıların ve duyguların somutlaşmış hali olarak karşımıza çıkıyor. Her ip, bir hikaye, bir anı ya da bir duygu taşıyor; izleyici bu karmaşada kendi hikayesini bulmaya davet ediliyor.

“Dünyalar Arasında” sergisi, izleyicilere hem görsel bir şölen sunuyor hem de derin düşüncelere sevk ediyor. Chiharu Shiota’nın eserleri, sanatın duygusal ve düşünsel derinliklerine inerek, herkesin kendi dünyasında bir yolculuğa çıkmasını sağlıyor. Bu sergi, sadece bir sanat deneyimi değil, aynı zamanda kişisel bir keşif ve içsel bir diyalog arayışı olarak öne çıkıyor.

Ziyaretçiler, “Dünyalar Arasında” sergisinde Shiota’nın sanatı aracılığıyla kendilerini yeniden keşfederken, insan olmanın karmaşık doğası üzerine düşünmeye teşvik ediliyor.

Serginin  küratörü olan Öykü Özsoy Sağnak  sergiyi şu kelimelerle ifade ediyor: Sergi salonunu ağ benzeri kırmızı ipliklerle sardığını ve bu çalışmasında kullandığı bavulları da bu kütlenin içine yerleştirerek “yokluk içinde var olma” temasına vurgu yapıyor. “Bir seyahat öncesinde ihtiyacımız olan kişisel eşyalarımızı özenle yerleştirdiğimiz bavulların her biri, sanatçı için bir insanı temsil ediyor. Shiota bavulları, duyguları ve anıları taşıyan, geçmişe ve geleceğe vurgu yapan semboller olarak görüyor. Bavullar fiziksel olarak mekânda varlıklarını devam ettirirken, sahipleri ise sadece silik bir görüntü olarak hafızamızda kalıyor ‘’ .. Sizler de bu özel sergiyi 20 Nisan 2025 tarihine kadar ziyaret edebilir, unutulmaz ve farkındalık dolu bir deneyim yaşayabilirsiniz..

Dergimiz her ayın ilk haftası Türk Telekom Dergilik, D&R, Remzi Kitabevi ve tüm seçkin marketlerde…