Sanat, Hayat ve Sosyal Yapı: Kemal Özen 

Sanat, insanın iç dünyasını dışa vurduğu, sınırları zorladığı bir ifade biçimi olmuştur her zaman. Sanatı, kişisel bir ifade biçimi olarak algılayan Kemal Özen’in 15 yıllık sanat yolculuğu ve akademik kariyeriyle ilgili kimliklerini yakından tanıma fırsatı bulduk.

Zehra Gürsoy

Sanat, insanın iç dünyasını dışa vurduğu, sınırları zorladığı bir ifade biçimi olmuştur her zaman. Bu bağlamda, Kemal Özen’in 15 yıllık sanat yolculuğu ve akademik kariyeri de oldukça etkileyici. Samsun doğumlu olan ve şu an Yıldız Teknik Üniversitesi’nde doktora yapan Özen, mitolojik ve sürrealist öğelerle bezenmiş eserleriyle sanat dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş durumda.

Kemal Özen, “My Fairy Tale” adlı sergisinde izleyicilere farklı bir dünya sunarken, yaratım sürecinden, ilham kaynaklarından ve sanatın geleceği hakkındaki görüşlerinden de bahsetti. Özen, sanatını kişisel bir ifade biçimi olarak tanımlıyor ve özgürlüğün her zaman ön planda olduğunu vurguluyor. Mitolojik ve fantastik hikayelerden ilham alarak yaratım sürecine yön veren sanatçı, eserlerinde derin psikolojik ve sosyolojik temalar işliyor.

“My Fairy Tale”

Özen, Ruzy Galeri aracılığıyla gerçekleşen “My Fairy Tale” sergisinden oldukça memnun. Sergiye, bir buçuk ay önce yaptığı bir resimden çıkardığı heykel de dahil oldu. Özellikle kelebekli heykel, serginin odak noktalarından biri olarak dikkat çekiyor.

Yaratım Sürecinde İlham Kaynağı: Fantastik ve Mitolojik Hikayeler

Sanatçı, ilham kaynağını sıklıkla okuduğu fantastik ve mitolojik hikayelerden alıyor. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarında sürrealizm üzerine yoğunlaşan Özen, bu akımın eserlerinde önemli bir yer tuttuğunu belirtiyor.

Kolektif Bilinçaltı ve Sanat

Eserlerinde derin psikolojik temalar işleyen Özen, aynı zamanda psikoloji ve sosyolojiye de ilgi duyuyor. İnsan psikolojisinin ve sosyal yapıların sanatla nasıl iç içe geçtiği konusundaki araştırmalarına da eserlerinde yer veriyor.

Kemal Özen, kolektif bilinçaltı kavramına da eserlerinde yer veriyor. Hepimizi etkileyen bilinçaltı unsurlarının, televizyon ve medyadan gördüğümüz normalleştirilmiş vahşet örneklerinin sanatında nasıl yer bulduğunu anlatıyor.

Sanat ve Hayat Dengesini Kurmak

Sanatın sadece estetik bir öğe değil, aynı zamanda insanın iç dünyasını ve çevresini yansıtan bir olgu olduğuna inanan Özen, sanat ve hayat arasında güçlü bir bağ kuruyor. Sanat, kişinin içsel dünyasını ifade etmesi için en özgür yol olarak karşımıza çıkıyor.

Özen, şu an doktora çalışmalarına odaklanmış durumda. Altı aylık bir ücretsiz izne çıkarak sadece doktora çalışmalarına yoğunlaşmayı tercih ettiğini belirten Özen, gelecekteki sergi tekliflerini bu dönemde reddetmiş olsa da, bu fırsatın büyük bir şans olduğunu dile getiriyor.

Genç Sanatçılara Tavsiyeler

Genç sanatçılara özgür olmalarını ve fikirlerini asla kısıtlamamalarını öneren Kemal Özen, sanatın kişisel bir ifade biçimi olduğunu vurguluyor. Her sanatçının özgürce kendi yolunu bulması gerektiğini belirtiyor.

Son olarak, Özen’in hayat mottosu ise oldukça anlamlı: “Yürümeye devam et.” Bu, sanatçının hayatına ve sanatına olan bakış açısını en iyi şekilde yansıtıyor.

Dergimiz her ayın ilk haftası Türk Telekom Dergilik, D&R, Remzi Kitabevi ve tüm seçkin marketlerde…