Privé Kemer projesi, Şenkaya İnşaat’ın gözde projelerinden biri olarak dikkatleri çekiyor. Lüks konutların yer aldığı bu proje, Kemer’in muhteşem doğasıyla birleşerek benzersiz bir yaşam alanı vadediyor. Şirketin kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımı, Privé Kemer projesinde kendini gösteriyor. Privé Kemer’i ve markanın hikayesini Şenkaya İnşaat’ın kurucusu Ferruh Şenkaya ile konuştuk.
Gentleman: Kısaca kendinizden ve Şenkaya İnşaat’tan bahseder misiniz?
F.Ş: 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nin İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 1995 yılında Şenkaya İnşaatı kurdum. Mesleğimin ilk yıllarında fabrikalar, lojistik depoları, plazalar gibi birçok projeyi teslim ettim. Kısa süre sonra farklı bir üretim modeline geçerek konut projeleri hayata geçirmeye başladım.
Hayatımda hep yenilik arayan bir kişiliğe sahibim. Okumayı, araştırma yapmayı ve seyahat etmeyi çok severim. Avrupa’ya yaptığım birkaç seyahat sonrasında özellikle Avrupa’nın soğuk iklimine sahip ülkelerinden İrlandalıların ve İngilizlerin, kültürü ve iklim şartları ile bize en yakın olan ülkelerden İspanya ve Yunanistan’ın kıyı şeritlerindeki tatil evlerine yoğun ilgi gösterdiklerini fark ettim. Bu talebe yönelik projeleri ülkemizde uygulamaya karar verdim. Bunun için Şenkaya İnşaat olarak Avrupa’da birçok fuarda yer aldık.
Gentleman: Yabancılara konut sattığınız dönemde toplumun algısı nasıldı?
F.Ş: Yabancı yatırımcıya konut satmaya karar verdiğim dönemde henüz Türkiye’de ciddi bir algı yoktu. Daha çok yerli müşterilere uygun projeler ve finansman imkanları mevcuttu. Bu anlamda yaptığım iş modelini Türkiye’de ilk uygulayan şirketlerden biri Şenkaya İnşaat oldu. Uzun süren hazırlık ve araştırmaların sonunda işin gerçeğe dönüşmesi ile neredeyse Türkiye’nin tüm sahil şeridinde birçok proje yapılmaya başlandı.
Bu süre içerisinde edindiğimiz tecrübeyi yine detaylı araştırma ve fizibilite çalışmalarıyla destekleyerek İstanbul’a taşıdık. Planet temalı projelerimizin ilki olan Garden Planet projemizi hayata geçirdik.
G3: Kurtköy’ü tercih etmenizin nedeni neydi?
F.Ş: Tabii ki tesadüf ya da benim tek başıma karar verdiğim bir fikir değildi. Birçok anketör firma ile yaklaşık bir yıl süren fizibilite çalışmalarımızın sonunda gerek alt yapı gerek sosyal imkanlar, şehir merkezine ulaşım imkanları gibi birçok farklı gelişimin kısa vadede gerçekleşeceğini bilerek bu bölgeyi tercih ettik ve yanılmadığımızı anladık. Sonrasında aynı bölgede üç farklı Planet temalı projemizi daha hayata geçirdik.
Bakış açımız bugün de değişmedi. Yapmayı düşündüğümüz her projede hep aynı bakış açısı ve ön çalışma Şenkaya’nın en önemli temel ilkelerinden biri olmuştur.
G: İnşaat sektörü aileden gelen bir iş kolu mudur?
F.Ş: Hayır. Benim ailem ticaret ile uğraşıyordu. Hayatımın her döneminde mühendis olma fikrine sahiptim. Ailemin ve yakın çevremin fikirlerinden, tecrübelerinden o dönemde tabii ki çok faydalandığımı düşünüyorum. Ailem, hayatımın hiçbir döneminde ne yapmam gerektiği konusunda baskıcı bir yapıya sahip değildi. Sevdiğim işi yaptığımı düşünüyor ve bunun hayatımdaki en büyük lükslerden biri olduğuna inanıyorum. Benim de iki kızım var aynı anlayış ile onların da hayatlarında sevdikleri işi yapmaları için özgürce karar vermelerini ve her şartta yanlarında olduğumu bilmelerini istiyorum. Yaptığınız iş ancak önce sevmek sonra çok çalışmak olunca sonrasında zaten bir kazanca dönüşüyor. İşini tutkuyla yapan her insan günün sonunda mutlu oluyor.
G: Privé Kemer projesini daha fazla detaylandırabilir miyiz? Nasıl başladı?
F.Ş: Göktürk, daha proje başlamadan beni çok heyecanlandıran bir bölgeydi. Burada önceliğimiz; bölgenin doğal dokusuna uygun, doğayla bütünleşen, çevreye duyarlı, özgün bir projeye imza atmaktı. Baktığımız resim zaten mükemmel olunca biz de onun içinde kaybolan bir mimari yapı tasarlamak için uzun süren farklı proje çalışmaları yaptık. Çünkü hem şehrin içinde hem de şehrin karmaşasından uzak çok özel bir lokasyondayız. Sadece tanımlama cümlesinin ötesine geçen, gerçekten anlamı ile birebir örtüşen bir yerden bahsediyoruz. Kemer Country Club’ın hemen yanındayız. Göktürk’te yaşam kalitesi oldukça yüksek ve biz yaptığımız proje ile bunu bir üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Göktürk’te yapılanma düzenine baktığınızda, tek blokta toplanan, bitişik nizam dairelerin yer aldığı büyük sitelerin çoğunlukta olduğu görürsünüz. Biz bunu tekil bloklara çevirmek istedik. Diğer yandan bölgedeki konutlarda yoğun olarak küçük pencerelerin kullanıldığı dikkat çekiyor. İçinde bulunduğumuz orman manzarasına daha da hakim olmayı ve bunu evin her noktasına taşıyarak doğada yaşam hissini arttırmayı hedefledik. Dairelerimizi çok büyük pencereler, yere kadar inen doğramalar, geniş kat yüksekliği ile dizayn ettik. Bu aynı zamanda gün ışığından maksimum seviyede faydalanarak enerji tasarrufu sağlamamıza da katkı sağladı.
Privé Kemer projemizi tasarlarken ilk mottomuz; “ormanın içinde kaybolmak” hissini yaratmaktı. Bundan yola çıkarak ağaç yüksekliklerini geçmeyen yatay mimari uyguladık ve çatı katı kullanmayı tercih etmedik.
Ayrıcalıklı ve prestijli bir proje yapmak istediğimiz için buna uygun malzeme ve tasarımları bir araya getirdik. Alanında çok iyi olan tasarımcılar ve mimarlar ile çalıştık. 2019 yılında başladığımız proje çalışmalarımızın sonunda 2021 yılının ilk yarısında projemizin inşaatına başladık. Sonunda kısa sürede tüm bölgenin yoğun ilgisiyle karşılaştık. Çok beğenilen ve bölgenin ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz kat planları ve çok çeşitlilik sunan farklı büyüklükteki metrekarelerde daireler tasarladık. Çevremizdeki sosyal imkanların çeşitliliğinin oldukça fazla olması ve tüm bu imkanlara ulaşabilmenin sadece birkaç dakika sürüyor olması projenin mükemmelliği kadar önemli bir faktör. Golf, binicilik, doğa yürüyüşleri ve bunun gibi birçok sosyal imkanlara sahip, aynı zamanda okullara, hastanelere, metro ve havalimanına yakın konumda bulunan bu bölge İstanbul’un en önemli aynı zamanda her gecen gün daha da değer kazanmaya devam eden noktaları arasında yer alıyor.
Privé Kemer 3 etaptan oluşuyor.165 daire bulunan ilk etap tamamlandı. Önümüzdeki aylarda daire teslimlerine başlayacağız. 2023 Mayıs ayında başladığımız 2. etapta ise 56 daire yer alacak. 2024 yılının 2.yarısında da 2. etapta tamamlanan dairelerimizin teslimini yapmayı planlıyoruz.
G: Projelerinizin tamamında banka garantörlüğü anlaşması bulunuyor. Bundan bahsedebilir misiniz?
F.Ş: Garantörlük bizim için önemli bir konu. Şenkaya İnşaat olarak yaptığımız tüm projelerde satış süreçleri için banka ile garantörlük anlaşması yapıyoruz. Bu sistem projelerin ödeme kısmında tarafları güvence altına alıyor. İlk olarak müşterimizin ihtiyaç duyulan kredi desteği almasına imkan sunuyor ve yatırımını bankanın garantisi altına alıyor. İkinci olarak ise bizim finansal gelirimizi koruyor. Aynı zamanda bize finansal disiplin de sağlıyor. Tabi böyle bir sistemi uygulamak için güçlü bir öz sermayeye sahip olmak gerekiyor. Bu yüzden garantörlük almak kolay değil. Yaptığımız tüm projelerde de olduğu gibi Privé Kemer projemizde de kendi finansmanımızı sağlıyoruz ve satış beklentisinden bağımsız bir şekilde, kendi öz sermayemizle projeyi bitiriyoruz. Ayrıca prensip olarak devam eden projemiz varken ikinci ve üçüncü projelere aynı zamanda girmiyoruz. Bu şekilde bir düzenimiz olduğu için işlerimizde banka garantörlüğü sistemini uygulayabiliyoruz. İstanbul’da bunu başarabilen tek firmayız diyebilirim. Bizim öngörümüze göre önümüzdeki 10 sene içerisinde birçok firma bu sisteme geçmek isteyecektir.
G: Pandemi ile sektörde ne gibi değişiklikler oldu?
F.Ş: Tüm dünyanın aynı anda yaşadığı pandemiyle beraber hayatımızda pek çok şey değişti. Artık daha geniş, daha ferah evler talep ediliyor. Evlerin genişliğinin yanı sıra yaşanan bölgenin, sosyal aktiviteler ve kaliteli vakit geçirmeye uygun imkanları barındırıyor olması bekleniyor. Tüm bu değişimi hassasiyetle değerlendirdiğimiz ve uygun olabilecek bir lokasyonda hayata geçirdiğimiz Privé Kemer projemizi güzel bir örnek olarak söyleyebilirim. Tüketici beklentileri ve dünyadaki değişimler ışığında biz de kendimizi yeniliyoruz. Projelerimizde yatay mimari ve geniş yaşan alanları üretmeye özen gösteriyoruz. Diğer yandan sektörün bir kırılma noktası da deprem oldu. Hepimizi derinden etkileyen deprem sonrasında artık tasarımın da ötesinde dayanıklılık ve teknik yeterlilik de konut alacakların hassas yaklaştıkları bir konu oldu. Şenkaya İnşaat olarak bu konuda gereken tüm sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz.
G: Ailenizden de bizlere biraz bahseder misiniz?
F.Ş: Ailem hayatımın en önemli parçası. Eşim Beyza ile çok genç yaşta tanıştık. Uzun yıllar yoğun çalışma hayatının içinde olan eşim her zaman benim en büyük desteğim oldu. Ayşe ve Selin isimlerinde iki kızımız var. Onlarla geçirdiğim her an benim için sonsuz değerli.
G: Golf oynamaya ne zaman başladınız?
F.Ş: Yaklaşık 7 – 8 yıl önce başladığım golf, dışardan stabil gibi görünse de oldukça zevkli bir oyun. Dünya genelinde en çok zaman ve alan ayırılan oyunlardan biri olarak biliniyor. Yoğun çalışma hayatımdan dolayı pek dışarı çıkamasam da golf oynamayı sevdiğim için doğal olarak orada olmak istiyorum. Ailemle veya arkadaşlarımızla planladığımız seyahatlerden kalan zamanlarda golf oynamaya vakit ayırmaya gayret gösteriyorum.
G: Peki son olarak hayat mottonuzu sorarak sohbetimizi noktalayalım…
F.Ş: Gerek meslek hayatımı gerekse kişisel hayatımı geliştirmek her zaman ilk amacım oldu. Bu amaca ulaşmak için dürüst, etik değerleri benimseyen, saygılı ve sorumlu bireyler olmanın önemli olduğuna inanıyorum. Sadece kendimiz için değil çocuklarımız ve çalışanlarımızı da bu değerlere teşvik etmeliyiz. Ancak bu şekilde kalitesi yüksek bir toplumun oluşmasına katkıda bulunabiliriz.